Hakkı bir çuvala koymuşlar
Hakkın dengi sağır
Yüklemişler haklının omzuna
Omzu geniş
Ağzı dilsiz
Gönlü söylemiş
Tam kırk beş yıl yaşadın diyorlar bana
Yalan!
Bir kere yarısı uykuda geçti
Öbür yarısı talan...
Benim de bastığım köprüyü kırın
İnsan avında dişleyin de boynumu
Yanlış cehenneminde bu yanmış ormanlara
Artık kurban etmeyin bu taze filizleri
Sizden daha zalim değil şu üst akıl dediğiniz
Üst zalim akıllara bir üstün akıl gerektir
Beyaz, bembeyaz bir mavi
Geniş camlarından güneş süzülen
Ev olmayan bir yuva yanılsaması
Her kış rüzgârın dağıttığı şirin bir kuş yuvası
Sevgilerin sönük
Sözcüklerin özenli
Şarabın bile tanrısı var ve
Senin yok öyle mi!
Buna beni kim inandırabilir şimdi
Tanrılar panteonu yemesin bizi...
Uzun süren bi' anhâlian-hâli-an-hâli-an...
İki adım geriye gel
Genişlet görüş açını
Ellerinle bir dürbün yap
Süz gelen gün ışığını
Ben her yaşın adamıyım
Her yaşta bir yaşım kaldı
Zehri zerk eyledi insan yüzlü tarantula
Mağaranın kapısından içeri süzülüp de
Altın sandıkları, dolu hazineler hayalinde
Üstü toz kaplı sandıklar, içi küf kalpli cesetlerle
Bir mezardı aslında gözünü diktiği yer
Uzandı sekiz kolundan biriyle iskeletin boynundaki kolyeye
Gökkubbede aşkın ıslığı çalınır mavi
Şairin biri getirir geçmiş zamanlardan gri ceketinin cebinde gri bir İstanbul'dan
Bir koca dehâ bir yerkubbeyi göğe kaldırır
Efsanelerin fısıltılı ıslığında
Ayla güneş birbirine katlanır
Pandeminin başında ölecek kadar bahtsıza
Bir anma toplantısı gerek
Acılar dindikten bir yıl sonra
Her şeyi bilen yapay zekâda
Bir arama yapmak gerek ismiyle
Koca bir hayatı Google'da arayabilir misiniz?
Koşuyor geceye oturarak
Geceye kaçıyor kaçak
Zaman biraz beklesin
Sonra gece olacak
Ne akşam ne de sabah
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!