KIZINI DÖVMEYEN KURULUR GÖNÜL TAHTINA
8 Mart Dünya Kadınlar Günü.
İnsanlık tarihi boyunca kadın hep farklı değerlendirilmiştir. Allah (cc.) Hz Adem’i ve eşi Hz. Havva annemizi yarattı, dünyada güzel bir hayat devam etmeye başladı. Ta ki Kabil’in kadın yüzünden kavga ve cinayet işlemesine kadar. Bu olay yeryüzünde ilk ölüm vakası oldu. Bundan gelecek kavgalarının sebebini de bir nebze göstermiş oldu.
Eski Hint uygarlığında kadın; kocasının kölesi gibi idi adeta kocası öldüğünde, onunla birlikte yakılarak Ganj nehrine külleri atılırdı.
Eski Çin ve Japon geleneğinde kocası tarafından ıslah edilmesi gereken bir varlıktı bu genelde şiddet kullanarak yerine getirilirdi.
Eski Yunan ve Romalılarda alıp satılan bir eşya gibiydi ve cinselliğin sembolü
Arabistan yarım adasında cahiliye devrinde utanılacak bir yaratıktı bir babaya kız çocuğun oldu haberi geldiğinde o baba utancından mosmor olurdu ve o çocuğu diri diri toprağa gömerdi. Peygamber efendimiz bu cahilliklere son vererek kadınlara gerekli haklarını verdi.
Bir Hadisi şeriflerinde kimin kız çocuğu olupta onu güzelce terbiye eder, Allahın verdiği nimetlerle bolluk içinde yedirir giydirirse o kız çocuğu onun için bereket olur Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesile olur buyurmuştur.
İnsanı yaratan Allah yarattığı kullara en güzel hakları yine kendisi vermiştir ama insanlık bu mesaja uzak ve mesafeli durduğu için bir türlü anlayamamaktadır.
Allahın gösterdiği değil nefsin istediği gibi hareketler edildiğinden konu tamamen anlaşılamamaktadır.
Modernleşme çağın da bile nefis endeksli çözümler uygulandığından konu çözülmez hale sokulmaktadır.
Her güzelliğin başı sevgiyle başlar, yaratılana yaratandan ötürü sevgi göstermek ile başlar. Tatlı dil güler yüz gönüllere taht kurmaya sebep olur. Şöyle bir geçmişimizdeki olayları düşünecek olursak sevgi ile anılanlar hoş bir seda bırakmıştır. Şiddet ve dövme olayları nefretle hatırlanmaktadır.
İşte benim Annem; cennetim onun ayaklarının altında, cenneti kazanmak için ona neler ne işler ne güzellikler yapmak azdır.
İşte benim eşim hayat arkadaşım, yoldaşım, o olmayınca yanımda hayatın bir tadı yok, hani demiş ya şair; Tadı yok sensiz geçen ne baharın ne yazın, tesellisi yok ne şarkının ne sazın, diye ne güzel söylemiş,
İşte benim kızlarım, oğlumdan ayırmadığım hep aynı kefeye koyduğum, gözlerimin nuru, ellerimle büyüttüğüm, her şeyden sakındığım, medarı iftiharlarım.
İnsanlık âlemi kıyamet kopmadan insanın kadının değerini anlayıp bu dünyayı Cennete çeviremez mi? içindeki şiddete dur deyip insanca yaşayamaz mı?
Türkiye’de görenekten dolayı şiddete uğrayan kadınlar, Üniversitelerde inancından dolayı ikna odalarına alınan kadınlar genç kızlar, Kamusal alan denilerek oralara girmesine yasak konan kadınlar, Özgürlük kisvesi altında müstehcenlikle cinsel obje haline getirilen kadınlar, kocaları tarafından fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalan kadınlar, Babalarının erkek kardeşlerinin baskısı altında yaşayan genç kızlar bir an önce bu cendereden kurtarılmalıdır.
Cinsiyet, etnik köken, dil din mezhep, giyim farkı, dindar, dindar olmayan ayırımı gözetmeden kardeşçe yaşanılan bir Türkiye diliyorum.
Şevki ÇiftçiKayıt Tarihi : 7.3.2012 18:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Teşekkür ediyorum...
Güne özel oldu...iyide oldu...
Tarihte kadın o oldu yada bu oldu...
Önem olan o yada bu olurken de kadın daima insandı...bizler hep bunu unuttuk yada gözardı ettik. Güzel bir denene olduğunu belirtmek isterim.........Saygıyla
TÜM YORUMLAR (3)