Dilsiz bir dudağın,
Lebsiz bir cümlesiyim.
İçimde belli belirsiz bir sen var;
Engel olamıyorum.
Sanki bir rüzgâr alıp hep senin camına vuruyor beni.
Rüzgârlar mı, yoksa
Sen mi kaderimsin?
Bilmeden yaşıyorum an be an,
Duygularımın aklıma isyanı bu,
Dudaklarım şarkılar söylüyor,
Gözlerim hep profilinde.
Kulaklarım bir an duymasa seni, yas ilan ediyor;
Hemen yarıya çekiliyor yüreğimin bayrakları.
Oysa daha geçen, yeminler ediyordu dilim.
Ne ara, ne çabuk,
Ne amansız,
Ne zamansız geldin avuç içlerime?
Şimdi canım yanmasın diye
Sıkıp öldürmek istiyorum
Ya da açıp avuçlarımı, özgür bırakmak...
Ama kıyamıyorum.
Susuyorum;
Onu da beceremiyorum.
Sanki prangaya vursam ayaklarımı,
Koşup sana gelecek;
Dilimi sustursam, kanata kanata zincirlerini sökecek.
Adı ne bu bendeki duygunun?
Yıllarımı,
Yollarımı,
Avuç içlerimdeki kanları bana unutturmanın adı ne?
“Yapma” diyorum,
“Etme” diyorum,
“Yanarız” diyorum kalbime.
Laf dinlemiyor;
Yine yakacak kendini,
Atacak ateşe.
Ve olan yine gözlerime olacak.
İki arada bir deredeyim;
Derin derin nefes alıp yine adını anıyorum.
Aptallık,
Biliyorum.
Of… Yüreğime sesini nakış nakış işlediğim adam;
Sen de ben gibi misin?
Bir yanım “koş” diyor,
Bir yanım “dur”.
Bir yanım “haykır” diyor,
Bir yanım “sus”.
Sök at kalbim, sök at
Bütün acıları,
Kanatan, sancıtan her bir anıyı.
Ben ruhumu ona kiraladım bir ömür;
Temizle ve öyle çık yüreğim.
05.09.2025 12:57
Kayıt Tarihi : 5.10.2025 13:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!