Duvar Şiiri - Sude Nur Haylazca 2

Sude Nur Haylazca 2
55

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Duvar


Sabrın duvarından içeri attığım mektuplar  -I-

Baktım da sabrımın içime ettiklerine ....

İnsanları anlamaya çalışmakla ömrümü heba etmișim!

Insan kendinin en büyük düşmanı denir ya ne kadar da doğru.

İnsanoğlunun merakı yeni buluşlara, keşiflere götürürken, günümüz insanın kendini tatmin için çıktığı yolculukta, yoluna çıkan insanları harcamasına sebebiyet veriyor.

Bana içini dök diyorsun, sana kapı duvar oldum sustum, çıt çıkmıyor benden konuş diyorsun.
Kim, konuşabilir ki dışına senin bana ettiklerini.

Bana göre tesadüf bir karşılaşmanın tesadüf seyrini yaşıyorken, herşeyin bir senaryo olduğunu, senin rolüne kaptırdığını değil rolünü yaptığını nereden bilecektim.
Düşünsene orta yerinde film kopuyor ve benim şarteller atıyor. Sen ise rolünü oynamış bir oyuncu edasıyla sahneden ayrılıyorsun. Ben kalakalıyorum, oynamadığım bir sahnenin ortasında.
Sahneyi başa alıyorum, tekrar tekrar izliyorum. Sana eşlik ederken ki saflığıma, inanmışlığıma bakıyorum.
Birşeyler doğru değil, insanın insanı harcamasını boşveremiyorum
Aşk, sevgi, dostluk, arkadaşlık, yoldaşlık, komşuluk,  sıcacık bir merhaba bu kadar ucuz olmamalı.

Bozuk parasını bile cüzdanında tutan insanoğlu bir merhabanın sıcaklığını o anlık dahi içinde taşıyamıyor.
İnsanın insan üzerinde yarattığı tahribatın, hasarın tarifi yok.

Sessiz bir duvara âh mı edeyim, içimi mi dökeyim, işte bu da başka bir boyut kazandırıyor acımasızlığına.
İnsan insanı dinlemekten, okumaktan acizken ben yorgun düştüm anlatmaktan, anlamak için çabasarfetmekten.

Bugün neden mi konuşuyorum, inan ben de bilmiyorum. Umudumu kestiğim için belki de. Nefesimi tükettiğim, acının dibini bulduğum, ateşler içinde yandığım, ince bir hastalığın pençesinde sayıkladığım için. Öksürmekten kaburgalarımın ağrıdığı, nefes almak için camları, kapıları açtığım zehmeri soğuğunda, insanın dondurucu değil öldürücü soğuğunu yediği için içim...

Susmanın erdemi ile erdemsizliği arasındaki o incecik çizgiyi en iyi ben bilirim. Ve inanırım ki o ince çizgi sırattan geçmenin imtihanıdır.

İnsanoğlunun çiğligini kaldıramıyorum, midem almıyor bu kokuşmuşluğu.

Duvarım sana içini dök rahatla diyorsun. Susuyorum aylarca, anlarsın diyorum. Anlıyorsun ama ne anlıyorsun, egonun tavan yapmasıyla kendini ulaşılmaz mı sanıyorsun.
Korkunç derecede kendinden bihabersin. Yaptığının zulm olduğunu, zulümkar olduğunu bilmiyorsun.

Hafife alıyorsun birine inanmayı, inancının, güveninin yıkılmasının insan üzerinde yarattığı tahribatı bilmiyorsun. Günahtan kaçarken günaha boğulduğunu da bilmiyorsun.

Duvarım sana konuş diyorsun, konuș..
Duvarım sana duvar dök içini rahatla...

"Beni af edemez misin?" diyorsun ya... Kalbimin etten duvarlarına oturuyor acın, yaradan doğuyorsun...

En mahsun yaralayansın belki, en acemice atfedilen sen olmalısın... En inandığımsın, en inandığım yerden yaralayansın... En başa dönüp tanımak istemediğimsin, en...

...en duyar gibi en duvar dibim sensin...

sude nur haylazca

Sude Nur Haylazca 2
Kayıt Tarihi : 29.1.2020 16:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mahinev Lal
    Mahinev Lal

    Bir şeyler yazmak kimilerine çok basit gibi görünür fakat insanları cezbedecek şiirler, sözler yazmak yaşanmışlık gerektirir. En önemlisi gerçek olmasa bile gerçekmiş gibi hissettirmelidir.
    gerçeklik ve yaşanmışlık sezdim. bunu bir okur olarak yorumluyorum; imgelemelerin çok iyi:)

    Cevap Yaz
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Şiirinizi
    beğeniyle okudum

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Sude Nur Haylazca 2