Geçmişi yırtık cebimden çıkarıp,
Dipsiz kuyulara, atasım var
Zaman bana hiç acımadı,
Geçmişe inat güleceğim..
GÜL KOKULU ANNEM
Yağmur yağsa diyorum
Gök gürlese, uzun uzun yürüsem
Yüzüme aksa kirpiklerim
Avucuma alsam yüzümü
Ben gidersem
Yüreğin üşür, buz keser
Ben gidersem, bin parçaya bölünür dağılırsın,
Ben gidersem sen ölürsün, ben ölürüm..
Bu yürek mühürlü sana
Hangi kilit acar kırk kilitli kapıyı,
Buz kesmiş demirler ardında,
Gecem gündüze karıştı..
Kaç mevsim geçti ama,
Güneş hiç ısıtmıyor..
Nasıl bir sevdasın böyle anlayamadım..?
Gücüm de tükendi sevdam da
Kalbim nasıl dayansın bu ağır yüke,
Yokluğunla yandım, yandım ağladım..
Yok muydu taş kadar hissem,
bassaydın ya bağrına.
Yıkılmak binaya mahsus değildir ki
Senin bir cümlene bin kere yıkıldığıma kefilim ben..
Bana öyle ders verdin ki;
Kitaba yazsam roman olurdu seni..
Gençliğimin yabancısı oldum..
Bir ihtiyar besliyorum yüreğimde..
Kırıldığının peşinde, hiç kırdım mı..?
Ömrüme ekilmiş çeşit çeşit hüzün
hasat vakti geldi..
Kalbimde öyle bir sızı ki..
Bi yetim şiir bırakıyorum,
Yüreğime hasret, umutlarıma gebe,
Bir özlem bırakıyorum,
Gözlerime sıla, ruhuma hasret,
Bir ben bırakıyorum soluna,
Sağım solum hep sana hasret..
Yine vurdun can evimden,
Kimine gönül koydum, kimine mesafe..
O kadar çok şey var ki yüreğime yara olan
Ne bereketliymiş sana olan sevgim
Bulamadığın o eksik parça, ben olacağım yıktığın herşeyi toplamak istediğinde..
Ben seni ısıtmak için o kadar çok canımı yaktım ki;
Kırılır burnunun, direği özlerken,
Dört duvar arasında gel gitlerle
Camın ardından seyir ederken seni
Kalıcı ol dedim hayatımda,
Kal, acı ol demedim...
Hayırlı olsun