Düşmeye öyle yakınım ki,
Derin bir sessizlik sarıyor benliğimi, sorulardan bir yol yapıyorum kendime, cevaplarını adımlarım buluyor ve siliyor ayak izlerimi.Unuttum kendime verdiğim sözleri, göğüs kafesimdeki ağrıyı hatırlamak için incitiyorum bedenimi. Gölgeleri topluyorum, ardımdan kimse gelmesin diye.Unutmak için adını sayıkladığımda ezberim oluyor, sinsi bir gözyaşı gibi fırsat kolluyorum kendi selimde boğulmak için.
Düşmeye öyle yakınım ki,
Gözlerinde saklıyorum kaçışımı ve gözlerin diyorum; bir yanı sanki uçurum şehri terk eden bir sokak gibi tek başına, bir yanıysa gökyüzü belleğimde derin bir mavilik.Ceza veriyorum kendime, susuyorum susuyorum... Gök gürültüsüyle boşalan bir yağmur yağdığında yanaklarıma, adını sayıklıyorum ezberim oluyor, gezgin sarhoşlar gibi anlatıyorum acıtan öykülerimi ve başlıyorum;
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta