Dur gitme can, daha yeniyim buralarda,
Hem nasıl olur, nasıl sıra gelir bana?
Daha şu karşıdaki çınarın kuru yaprakları yok dallarında.
Dur gitme can, daha görecek aydınlık günleri var gözlerimin,
Daha yeni geldik oralardan Bismillah, nedir bu özlemin?
Feri gitmemiş daha güneşin.
Dur gitme can, gideceğin yol topraktır,
Acelen niye hem, döneceğim desen kavşak yoktur,
Velev ki saptığın yol yanlıştır, bilirim elçiye zeval yoktur.
Dur gitme can, üstüne bastığın bembeyaz kardır,
Şu ayak izleri senden önce varanlarındır.
Bekleyelim biraz ya geleni yoldaş tutalım ya ileride fırtına vardır deyip oturalım.
Dur gitme can, parlak benizlisin,
Nefesin burnunda, canın göğüs kafesinin altında
Aralıksız öter:''Cır Cır'' ateş böceğisin,
Daha ateşin sönmemiş, yönün boş ufağa dönük nereye gidersin.
Dur gitme can, madem gideceksin,
Bir dağın tepesini eşesin,
Hem böyle olunca mezar taşı neye gereksin?
Varsın olmasın dua edecek,
Zaten neye gerek...
Dur durduğun yerde can
Saf saf dizilmiş kızılçamların önünde,
Kısık sesi gelir rüzgarın:''Allah-u Ekber.''
Dur durduğun yerde can, kımıldamayasın,
Rüzgar imam efendiyi kızdırmayasın,
Dallarını kırdığın çamların hakkı helal değil,
Bari rüzgarın duasını alasın.
Kayıt Tarihi : 5.6.2020 23:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!