Biz yalnızlaştıkça kendi dünyamızda, oturduğumuz koltuğa kıvrılarak, bir de başımızı omzumuza eğerek, kapılarını kapattığımız odada, garipsetecek bir müziğin eşliğinde, dalıp gideriz geçmişin hüzün seslerine. Ve sadece içimizde hissederiz geçmişin anılarını…
Sessiz ve ıssızlaştığımız anları tekrar tekrar yaşarız…
Biz umutsuzlukların arasından korkarak, irkilerek, ansızın gelecek darbelerin ardında yalpalayarak, tam da her şeyin bittiği anda umutsuzca umudu ararken, yalpalandığımız hayatı var gücümüzle tutmaya çalışan, belki de güçsüz insanlardan biriydik…
En çok beklenmeyenle karşılaştığımızda korkup saklanacağımızda örselenmiş düşüncelerimizle ayakta kalmaya kendimizi mahkûm hissedenlerdendik belki de…
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var