Her birimiz., burnunda bir şişe şampanya patlatılarak coşkuyla denize indirilen gemi gibiyiz...
. ,
Ama hangi denizde batacağız., hangi sahilde karaya oturacağız., hangi limanda yolcu alıp-yolcu indireceğiz., hangi denizde hangi gemi ile düdük çalarak selamlaşıp geçip-gideceğiz ya da kafa kafaya çarpışacağız…
. ,
Bütün bunları bilemeden., başıboş., yelkensiz-dümensiz bir tekne gibi dolaşıp duracağız açık denizlerde., kızağa çekilip., söküleceğimiz güne doğru., gün doldurarak. . .
. ,
Ve İçimizden ‘umut’ adını verdiğimiz bir sesin söylediği., dinlemelere doyulmaz o türküleri dinleyerek. . .
Yoklama defterinden tanımadım sizi,
Benim haylaz çocuklarım
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım
Koltuğunda satılmamış gazeteler
Dumanlı bir salonda
Devamını Oku
Benim haylaz çocuklarım
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım
Koltuğunda satılmamış gazeteler
Dumanlı bir salonda
Hangi limana çökecek yalnızlık bir sis gibi. Hangi limanda son bulacak nefes.
Ne çok bilinmezlik...
Ve işte gerçek ...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta