Bulaşık deterjanı limon kokuyor...
Ben aşkı hâlâ leylak sanıyorum.
İki tabak, bir çatal, bir sensizlik yıkadım bugün...
Sonra hepsini kuruttum.
Bir tek yalnızlık ıslak kaldı.
Dışarıda hava güzeldi…
Ama ben perdeleri çekip
Kendime küçük bir cehennem yaptım.
Kibritim yoktu…
Kendi kendimi yaktım.
Saksıda çürüyen fesleğene özür borçluyum…
Susuz bıraktım çünkü…
Tıpkı kendim gibi.
Birini sevdim geçen bahar...
Ama o başka bir mevsime aitti.
Ben sarardım, o çiçek açtı.
Biliyor musun,
Bazen ağlamak için soğanın arkasına saklanıyorum…
Kimse gerçek nedenimi bilmesin diye.
Ağlamanın bile bahanesi ucuz artık…
Market indirimi gibi:
“Bu gözyaşları 2 al 1 öde!”
Bazı sabahlar, içimi çekmeceler gibi açarım…
İçinden eksik şiirler, kırık kalemler…
Ve nedenini bilmediğim dökülen hüzünler.
Hepsi biraz sen kokar.
Ama sahi sen kimdin?
Bakkaldan dönerken elimde ekmek…
Düşürdüğüm bir çocukluk var kaldırımlarda.
Alıp öpemedim dizlerini…
Çünkü büyümek aceleye gelmişti.
En çok kendime geç kalırdım.
Kimse bana "sakın geç kalma" demezdi…
Defterimin kenarına çizdiğim kadınlar var…
Hepsi biraz eksik…
Kimi yüzsüz, kimi kalpsiz…
Belki de seni çizerken…
Bir parçanı hep unuttum.
Olcay,
Şimdi söylesene...
Bu kadar yalnızken bile...
Nasıl olur da...
Gülümsüyor hâlâ dudaklarımın ucu?
Yoksa hüzün de mi alışkanlık?
Yerleşmiş dudaklarımın kıyısına?
Kayıt Tarihi : 12.9.2025 11:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!