Duasız Gökyüzü Şiiri - Fevzi Emir Yılmaz

Fevzi Emir Yılmaz
139

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Duasız Gökyüzü

Ruhumun çatlaklarında yankılanıyordu sesin —
Benden başka hiç kimsenin duymadığı, duyamadığı...
Fersah fersah
Geçiyordum uzayan yollarından,
Senin hiç haberin olmadı.

Özlemin, kadim dağlar gibi — sessiz ama tehditkârdı.

İçimde, adını haykıran çağlayanlar gürlüyordu.
Zaman duruyordu o an.
Saatler bile korkuyordu yokluğundan.
Bir tek ismin kalıyordu elimde;
Tıpkı eski efsanelerdeki —
Dokunmaya korkulan bir mühür gibi.

Geceyle gündüz savaşırken, gökler kararıyordu.
Aydınlık, karanlığın koynunda esir düşüyordu bu savaşta.
Melekler yüklerini bırakıyor,
Ümitler birer birer sönüyor,
Dualar yarım kalıyordu —
Bütün eller semaya açılmışken...

Gök ile yer arasında bir yerde,
Ay ışığında yürüyen gölgelerin ardında
Bir ses vardı...
Senin adını çağıran —
Ama o ses… sana ait değildi.
Yalnızca hâtırandı kulağımda çınlayan.

Dalgaların anlattığı masallarda sen vardın,
Ve her masalda, bir yabancının gölgesi değiyordu hayaline.
Nehirler kavuşurken denize,
Ben sana... hiç yaklaşamıyordum bile.

İçimdeki sevda yalnızca sevda değildi;
Bir parça kıskançlık da vardı:
Tenine değen rüzgâr bile
Düşmanımdı benim.
Gözlerinin baktığı her şey —
Benden çalınmış gibiydi adeta.

Sular ürpertiydi —
Bense soğuk bir sessizlik...
Yosunlu taşlara basa basa düşüyordum, izlerini ararken.
Canımın yandığını bile hissetmiyordum artık,
Çünkü her düşüş, sana bir adım daha yaklaştırıyordu beni —
Karanlık gecelerde sana doğru, yapayalnız yürürken.

Hep sen vardın dualarımda.
Irmak yeşili kalbimle, görünmeyen bir türküydüm ben —
Islıklarla söylenen…
Yosun tutmuş suskunluğum
Bir çığlığa dönüşürken,
Kimse kulak kesilmezdi bana —
Sen bile...
İsmini sayıklarken.

Rüyalarımda açılırdı geçitler.
Zaman susar, gölgeler yavaşça yürürdü içimden.
Bir şelalenin altında yeniden doğardı sevdan.
Karanlık sularda yıkanırdı yıldızlar.
Ve senin adıma yazdığın kehanet,
Usulca karışırdı gökyüzüne.

Hayalin — gecenin bağrını yaran bir yıldız gibi;
Ama her gece, başka bir gözde parlıyordu sanki.
Sürgün düşmüş bir nehir gibi sana değil —
Gerçeğine dokunamadan,
Hayâline akarken...

Ve ben —
Kayalara çarpa çarpa,
Denize kavuşamadan
Kuruyan nehirler gibi
Tükenirdim en sonunda.

Ya çağır beni:
Gecenin en kuytu yerine,
Gözlerinle dokun bu bitmez karanlığa.
Ya da sus:
Bu kalbi göm —
Kimselerin bilmediği, isimsiz bir mezarlığa.

FEVZİ EMİR YILMAZ

Fevzi Emir Yılmaz
Kayıt Tarihi : 22.7.2025 12:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!