Bir garip yolcusuyuz varlığın gayesinin
Takılmayız peşine nefis pespâyesinin
Artık ardı göründü ömür sermayesinin...
Zaman sona zimmetli, O’na doğru akıyor
Güneş batmaya yakın göz toprağa bakıyor.
Yorsa da dizimizi çıktığımız basamak
Abes bildik bu yolda bir lahzâ duraksamak.
"Züldür" deyip insana günahı kanıksamak
Kalsa da bazen ramak, düşmedik şer ağına
Talibiz nurlu izin gönüller otağına
Yanılıp baksak dahi alçaktan gelen sese
Bin nedâmet yükleriz boş geçen her nefese
Ta ezelden bağlıyız Furkan-ı Mukaddese...
Düşsek de bazen ye’se, rûha etse de tesir
İmânı sağlam olan şeytana kalmaz esir.
Nâmert mahkeme kursa, eller sansa da sanık
Caymayız dâvâmızdan Yaradan buna tanık
Resûl’e özlem ile gezeriz bağrı yanık
Gâh gâfil, gâh uyanık; bazen kaysa da zemin
Rahmân’ın rahmetinden her zaman olduk emin.
Deseler ki "gel, sen ol şu cihâna Padişah"
Dünyevî saltanatın tahtına etmem tamah
Secde edip Allah’a; deyip O’dur tek ilah...
Ayırdık sevap-günah; bildik neymiş kâr-zarar
Yaradan’dan ettik âr; sevapta kıldık karar.
Rehberdir Kur’an kula, ayan beyan kara, ak
Dara düşene Rabbi güvenli tek sığınak
Dünya bize gölgelik, Firdevs yegâne konak
Kaptırmayız düşmana ölsek de kal’amızı
Dost deriz Azrâil’e, bekleriz salâmızı.
Kayıt Tarihi : 22.1.2015 10:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!