Dîvân-ı İlâhîyât 234

Aziz Mahmud Hüdayi
539

ŞİİR


99

TAKİPÇİ

Dîvân-ı İlâhîyât 234

Fakrımı irgür tamâma yâ Ganî
Tâ ki bu yoklukla bulayım seni

Sohbet-i cânâna ermek isteyen
Yoluna harc eylesin cân ü teni

Bir gül-i bî-hâr-ı bâkî kıl taleb
Terk et ey bülbül bu fânî gülşeni

Zât-ı bî-çûne ermeyince kişi
Hâsıl olmaz murâdı bitmez işi

Gönül hîç bir nefes eğlenmez oldu
Yürek dün gün yanar dinlenmez oldu

Meded cânım firâk oduna yandı
Hatâ bizden atâ senden efendi

Ekûlu târeten yâ Rabbi zidnî
Ve uhrâ leyte ummî lem telidnî

Aziz Mahmud Hüdayi
Kayıt Tarihi : 22.3.2016 10:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; 'Haydi evlâdım suyu dök.' dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; 'Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız.' deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. 'Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.'

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Aziz Mahmud Hüdayi