Ateş altında bir ülke
Her günü bir gün
Gecesi ve gündüzü ile
Kan ve barut
Ölüm ve yaşam
Silahlar öter kuşlar yerine
Ölüm makinaları doluşur gökyüzüne
Birbirine karışır insan çığlıkları
Ve duyulmaz
Çocukların ve anaların feryatları
Kulaklar sağır
Gözler kör olmuş sanki
Ve derelere doldurulurken insanlar
Kan akarken nehirler
Tarih olur insanlık!
Ve yeniden duyulur silah sesleri
Ve ardından çoğalır haykırışlar
Durmak bilmemecesine coşkun
Dinmemecesine engindi
Bu kez yenenler yenilmeliydi.
Ve çoğalır sesleri silahların
Uçtular sonra beş oldular
Ardından yüz, beşyüz, bin
Kimisi yolun başında düştü
Daha ilk adımlarında
Ve çoğaldılar bir bir, an an
Düştükçe çoğaldı kervan
Ve umut oldular
Umutsuzlar ülkesinde
Ve tazelendi inanç, kılıçtan keskin
Adı duyulmaya başladı unutulan ülkenin
Ve umut bir gerçek oldu
Kanla yeşerirken ülke
her biri dinmeyen ırmak olmuş
Akıyor akıyor ve akıyor
Her bahar yeni bir sevdanın tohumu atılır
Benim ülkemin dağlarında
Kucaklaşırken çiçeklerle
Şimdi ayrılık zamanı
Gelip çatmıştır Eylül döneminde
Eylül hüzünlü
hazin
Havası ağırdır zozanlarda
hele taşımak sırtında
gerçeğin yükünü
Ve söyleşmek kara gecelerde yıldızlarla
Daha da ağırdır Eylüllerde
Beklemek umutsa
Umut yalnızlığımsa
Yalnızlık kahrolası varoluşlar da yaşamaksa
Daha da ağırdır
Eylüllerde sevmek
Ve sevdiklerinden
bilinmeyen bir tarihe dek
Sessizcesine ayrılmak
Kayıt Tarihi : 24.2.2005 21:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!