İntihar köprüleri kuruyorum kirpiklerimden
İçimde doğrulardan dönme devşirme bir aşk besleniyor
Ayrılığın asansörüne binmişim
Cüzzamlı hasta bir ruhun peşindeyim
Tuzak gülüşlere kurban edilmiş çocuk yüreğim
Ayrılıklar ekmişim ihaneti görmemiş kör gözlerim büyümüşüm!
Birileri incitmiş olmalıydı onu fena halde
Kanadı kırılmış ağustos böceğim meçhul papatyam
Yitik!
Dökülmüş çoktan kimliği
Sürüklenmişti bir gece vakti düştü tam kucağımın ortasına
Sormadım oturtamadım hiç bir köşeye
Bir şair ölür
Bir kent yıkılır
Üşür sözcükler sevişmek isterken kurulu cümlelerde
Bir şair ölür
Binlerce aşk yıkılır
Ayrılık
Avuçlarımdan kayıp giderken sen!
Sen hiç bilmedin
Üzerine hiç bir şiir hiç bir söz yakıştıramadım
Sen benim kağıdım sen benim kalemim özlemlerim
En çok da seni sevdim ben uykusuz firari ürkek gecelerde
Saçlarımın kızılına ihanet tokaları taktım
Sallanıyorum!
İhanetler savuruyorum bir o yana bir bu yana
Bozulmuş bir bakire taşıyor omuzlarım
Cennet kapıları ardına kadar kapandı beni mahşer günü uyandırın
Aklımı çeliyor şeytan beynimi didikliyor çekmeyin beni temize
Secdelerindeyim ey aşk!
Dualarım kabul görsün
Bırakma sen yarı yolda
Gönlüm az sefanı sürsün
Ah dilimin ilacısın
Yürüyorum
Ne garip
Kollarım ne kadarda hafiflemiş
Yeni yeni farkına varıyorum ağırlığınca ağırlaşmışım
Kuş kadar can bendeki
Ayaklarım üşümüyor gide gele alışkanlık alıştılar yalnızlığa
Sil
Ağzının salyalarını
İyice kaptırmışsın sen kendini bu aşk oyununa sevgilim!
Dudakların ihbar ediyor seni
Hadi inkar et
Hadi sakla
Lal sürülmüş dilime
Acıyı sek içmişim ciğerlerim yanıyor
Sıktım avuçlarımı tırnaklarımı geçirdim özlemlerime ölmedim!
Topaklandı gözyaşlarım
İçi boş bir tenekeye kaç litre aşk süzebilirim
Filtre edilmiş beynim
Uzun uzun sus
Eteklerimin ucuna düştü düşecek ihanet
İçimde sana dair üç nokta
Şimdi
Ne sen
Ne ben
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!