TURGUT’A
Eylül mezarlıklarından şimdi her gece
ellerinde fenerlerle geçen arkadaşlarım
Oturup düşündüm unutkan bir ülke eylül
Yarin dudağından getirilmiş
Bir katre alevdir bu karanfil,
Gönlüm acısından bunu bildi!
Düştükçe vurulmuş gibi, yer yer
Kızgın kokusundan kelebekler;
zarfı açılmamış küfürleri büyüttü
gövdesinde gece
tam orta yerinde cümlenin
tiz ve titreyen sessizliğin
uysal bir bahanesi susmak
Müftü efendi bize kâfir demiş.
Tutalım ben O'na diyem müselman.
Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere,
İkimiz de çıkarız orda yalan.
17. yüzyılda yaşayan Nefî Divan edebiyatının en büyük hiciv ve söz ustasıydı.
sevgili arsız ölüm...
"birbirimize ne çok işaret koymuşuz"
bir göç hikayesi sevgili arsız ölüm. bir yerden başka bir yere, bir düşünceden başka bir düşünceye, bir düşten başka bir düşe, bir masaldan başka bir masala, bir insandan başka bir insana göçün hikayesi.
yer değişimle birlikte değişimlerin ve dönüşümlerin hızlandığı ağrılı ve sancılı bir süreç. kendine yakınlaştıkça çatışan, uzaklaştıkça acıtan, kendini arayan bir süreç. şehirlerin keşmekeşinde sesini kaybedenlerin sesi, dilini yitirenlerin dili. içinde çatışmaların ve kırılmaların yaşandığı ille de hayalleri olan dirmit' in kendini yaratma süreci. eylül sonrası insanın kendine dair, yaşama dair umudunu yeniden perçinleyen bir direniş öyküsü.
nerelerdeydin diye sorarsan
'hep eskisi gibi' diyeceğim.
toprağı örten taşlardan söz edeceğim,
sürdükçe kendini harcayan ırmaktan;
ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim,
gerilerde kalan denizi bilirim, bir de ağlayan
I
Biliyorsunuz parkların
Sizi çağıran tarafları
İnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlı
Orada saklanıyor onlar
YERÇEKİMLİ KARANFİL
Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!