durgun bir gölde boğulmuş gibi uyuyan
geçmiş zaman içinde her şey yarım kalır
bu diyardan gittikten sonra insanın kapı kollarında yağlı el izleri kalır
yol boylarında, düzlüklerde tarlaların sınırında
göçten sonra sürülerden geriye dikenli tellerde yün kalır
eskiden dutluk olan buralarda yaşamış
kudretli aile büyüklerinin
önüne hacı yazılmak kaydıyla
apartman tabelalarında isimleri asılıdır
gidenlerden kiminin rüyaları kiminin de hayalleri onu ihtiyar etmiştir
çoğunun da hayatı başkasının deli düşlerine kurban gitmiştir
derslerde polyana’nın saftirik
neron’un deli olduğunu
dünyaya kimsenin bekçi olamayacağını bize söylemediler
gidenlerin son nefesinde yaşadıkları nasıl bir duygudur onu asla bilemiyorum
durmadan rüzgar eser bu göl çalkalanır
mazinin derinliklerinde yığınla yaşamın yansıması
sazlıkların içinde yan yatmış söğüt gövdelerine çarpar durur
bu tepe yel alır, bu tepede toz kalkar, zaman seni yutar
acelesi varmış gibi bir dağdan bir dağa koşturan
yorgun bulutların gölgesinde bir yaşanmışlık an kalır
gece halden anlar
gece alnımdaki çizgileri saklar
yolları karartarak güya efkarıma ortak olur
ara sokaklarda eski kudretli beylerin boş evlerini
karanlık pencerelerini
terk edilmiş kayısı bahçesini
yıkılmış kümesi
pas tutmuş tulumbayı
yağmurda kararmış kamelyayı
yerlerde dolanan hoyrat asmayı görünce dünyanın geçiciliği cuk diye içime oturur
bilmem kaç yüz yıl önceki dedelerimi düşünüyorum
çoğunun isimlerini bilmiyorum
babamdan kalan kara toprak bana onlardan intikal etmiş
onların adına bu nasıl bir duygudur onu asla bilemiyorum
Mustafa Alagöz
Mustafa AlagözKayıt Tarihi : 22.10.2025 11:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!