Derinlik...
Sesini kesmiş her şey yaz sıcağında.
Kuşlar dallara asmış hayallerini,
Bir çocuk ağlıyor sıcaktan ana kucağında.
Koyu bir gölge, ceviz ağacı altında.
Yine bir çağrışım var içimde,
Toprağın üzerinde titriyor sıcak.
Biribirine öpüşen dudaklar hararetten.
Bir genç kız edasıyla, sükse yapıyor karşı kaldırımda.
Hayalleri koluna astığı çantasında.
Ne kadar dingin bu gün kabristanlık,
En son durakta suskun her daim insanlık.
Samanlığı seyran etmek istemişti aşıklar,
Aşk ugruna mı, kabristanlıkta,
güneşe uzanmak istiyor sarmaşıklar.
Işığın şavkında, arıyor gece yolunu,
Güneşi kaçkın halinde, gecenin doğumu.
İnsanoğlu ya,
yok oluşun hükmüne bağlamış sonunu.
Serçenin gözyaşında bile,
ayrılığın hazin hikayesi.
Hainler, fırıldaklar, varılmadan yakılan rıhtımlar.
Tüm gemileri su üzerinde yakıyor insanoğlu.
Yağmalanıyor dünya,
hırsa bürünmüş yaşam denilen rüya.
Sordum sarı yaz gülüne,
Şen şakraksın,
güzelliğinle meydan okuyorsun ölüme.
Dedi ki! Nasıl varayım ki,
gunahsız mahşer gününe.
Dikenimle sev beni.
Dünya renklerle boyamış güzelliğini,
Dudaklarında al benisi.
Mavi sularında bir gizem olsa da,
Tusunamilerle boşalıyor öfkesi.
Öfke ve isyan!
Dünyanın binbir türlü içinde.
Ab ı hayat suyunu arar durur fani,
Her köşe başında, bazen okyanusta,
Bazen de çinde.
Ey gafil!
Yaşamak, senin içinde.
Dünyaya bakış açına bağlı her şey.
Sevginin aşka dönüşüm halini
Yazmış gökteki bulutlara dünya,
Esen rüzgarlarla, konuşmanın sihiri de,
Senin gözlerindeki derin ifadenin içinde.
Kayıt Tarihi : 21.7.2025 18:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!