Yalnızlık,
kalabalık bir caddenin ortasında
hiç tanımadığın bir dilde
konuşmak gibi.
Sesin var, ama yankısı yok.
Ne bir duvar örer
ne de bir köprü yıkar.
Sadece bir boşluktur o,
içine düştüğünde
kendi fısıltını
en net duyduğun yer.
Bazen bir seçimdir;
kapıyı kilitleyip,
dünyanın gürültüsünü
dışarıda bırakmak.
Bir fincan kahve,
biraz gölge
ve uzun bir soluklanma.
Ama bazen de bir zorunluluktur;
beklemediğin bir anda
omuzlarına çöken
ağır, görünmez bir pelerin.
Etrafında dönen her şey,
bir sis perdesi arkasından
izlenen bir film gibidir.
Oysa yalnızlık,
kendinle ilk kez
gerçekten tanıştığın andır.
Kabuklarını soyup,
en çıplak benliğinle
göz göze geldiğin o an.
Mühürlenmiş bir mektup gibi,
içinde yalnızca senin bildiğin
bir sır taşır.
Ve o sır,
tüm o sessizliğin içinde,
en güçlü sesi bulur.
Kayıt Tarihi : 13.11.2025 17:06:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!