çünkü ehlileşmiş bir yabancıyım tanıdık bildik kentlerine soluğunun
çünkü nedensiz üstünü örttüğün küçük bir zaafım var kızgın hoyrat
niçinlerimi attım gözlerimin elverdiğince ufuksuz kuyusunda bakışlarının
rüzgarlarımda rüzgarlarınla üşümek bu mu söylesen diye ses ediyorum
yaşanmışlık bu mu üzüntülü edalarıyla jilet kesikleri yürekte derin kırılma
sevdiğin yıldız tozlarınca yolların kesişmişliğinde günbatışı gururudur sırat
sırat düğün bayram titrekliğinde süslü püslü fay kırığı varoluşunda bencil
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Devamını Oku
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.



