depremler artığı bir kentin
ölü mavnalarıydı bizi bulan
bu silinmiş yerde
suydu gece
yutmuştu, habersiz ve teknesiz yaşayıp
giden insanları
arkamızı kollamak telaşıyla yürüdüğümüz
itici bir karaltıydı
martılar korkardı ölümden
ribat askerleri , remmel kadın
herkes korkardı ölümden
ölü olanlar bile
roman kahramanları
kendi sığınaklarından
izlemek dahi istemezdi
bu sığınaksız manzarayı
yazılımcılar, jeologlar
uzay bilimciler
astrologlar ve astronomlar
bilim kurgu yazarları
anneler ve babalar
kardeşler ve müteahhitler
yemeklerini yerken
masalarında derin bir hazla
anlamadılar bir türlü
çözemediler
taş taş
anlamdan,formülden
sembollerden ve betondan ördükleri
o görünmez mezarları
ve birkaç saniye içinde düştük
suya mı
anlama mı
sembole mi
yoksa betona mı
ve ben birkaç saniye içinde
öpüyordum onu denizlerle
maviyi hem sevip hem sevdiriyordum
deviriyorduk kadehleri
kendimizden geçmenin esrikliğiyle
ölü bir tonozun aramıza devrileceğini
umursamamanın diri heyecanıyla
öpüyorduk birbirimizi
sigaradan sararmış soluk ama
eşsiz mısralarla
balkonda tüttürürken gölgeler
parçalayamazdı yüzümüzü
yürek karartan sesler geçmişten
gelip ezemezdi
her sabah yataktan kaldıran güvenimizi
öyle ki ağzımızı toza bulayan korku bile
gerilemişti sıkılmış yumruğumuzu görünce
yüzümüz güller açardı arsızlığımızdan
ya da kan revandan
yaşamı kim ciddiye alıyordu ki
bize neydi olandan
ama yine de sabaha karşı
yine gece oluyordu
- biz asla tahmin etmemiştik-
aniden ve kör kütük
terimizin birbirimize karıştığı o
bunaltıcı geceye
ölü betonlarla
şantiye kamyonları ve kepçelerle uyandık
gördük insanların yüzünde o
parçalanmış sevgi borasını
bin şarapnel gibi yağıyordu üstlerine
kimse kaçamadı
gören ve hisseden kimse
geçilmemiş bir bölüm gibi
verilmemiş bir sınav
hala sarsıntılar yağıyor üstümüze
işin gerçeği
ölü mavnalara
silinmiş kentlere
ve geceye...
Emek Anıl AşılıKayıt Tarihi : 17.6.2021 21:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!