DESTANI
I.
Uzak,
Çok uzak.
Tepelerin ardında güneş,
Yıldızsız geceye ışıklı tohumlar saçıyordu.
Ankara Ulucanlar'da,
Avluya eğilen sokak lambası,
Bu ne tuhaf şey dercesine,
Darağacına bakıyordu.
Ve lambanın sarı ışığında binlerce yaprak ,
Milyonların kalbi gibi atıyordu.
Ve Deniz,
Cezaevi avlusunda,
Kırılmış selvi dalı gibi,
Sessiz,
Upuzun yatıyordu.
Bir güvercin ürperdi ansızın,
Geceye değdi beyaz kanatları.
Şimşek yaladı penceresini bir evin,
Bir dağ çeşmesinden su içerken yaban atları.
Dudağında tüterken son sigara,
Baktı Yusuf,
Dumanın içinden,
Pencereden sonsuz karanlığa.
Deniz'i duyuyordu.
Ve yüreği,
Yüzbin davuldan bir koro gibi,
Göğsün kafesine vuruyordu.
Bir damla yaş durdu yanağında bir kızın,
Zehirli sarmaşık gibi bedenini sardı kolları.
Yıldızlar silindi bir an göğün eteğinden,
Görünmez bir el bozdu bütün yolları.
Ayağında zincir,
elleri kelepçeli,
İdamına dakikalar kala,
İnan güzel şeyler düşünüyordu hala.
-"Söyleyin babama üzülmesin ,
Bakıp ayağımdaki lastik ayakkabıya "
Ateşten mal kaçırır gibi getirdiler,
Bayrak gibi asmaya.
Kırmızı gelincik açtı ayak izin,
Yıkılası Nurhak dağları.
Gökte izi kaldı kayan yıldızın,
Yaşlı bir balıkçı denize sererken ağları.
Ve nihayet meydan ağardı,
Havada ölüm sessizliği,
Yerde Üç Fidan vardı.
II.
Kurtkulak ağardı ağaracaktı,
Şerife Ana iki canlı,
Başını yüzyıllık uykudan kaldırır gibi,
Toprak evin küçük penceresinden dışarı baktı.
Doğusu Yelekçe'dir,
Yanıbaşı Kurtkulak'tır.
Güneyine perde gerilmiş gibi,
Doğudan Batıya kadar Nurhak'tır.
Yenisöğüt köyü dediğin çukurda,
Altmış bilemedin yetmiş hane,
Evleri kerpiç, topraktır.
Hasan "emmi" bir an durdu,
ufka baktı ve bir anda,
Yan yatan karasabanın demirine oturdu.
Elinde tütün kutusu parlamadı.
Elleri titredi,
Sigarasını saramadı,
İki öküzünden biri ölmüş gibi,
Yeryüzündeki en son,
En son buğday tanesini yitirmiş gibi,
Gözleri doldu.
Ağlamadı.
Bütün saatlerin zembereği aynı anda boşalmış gibi aktı zaman.
Şerife Ana kan ter içinde,
O ilk çığlığı attığı zaman.
Mevsimler serildi geçti,
Dallar tomurcuklandı ,kurudu.
Keklik takımı süzüldü,
Şahin havalandı,
Hayat bir aktı bir duruldu.
/ Seneler eklendi senelere,
O tombul yanaklı bebe,
Destanında Denizlerin,
Yer buldu kendine./
Şerefli deresi suyun gözüdür,
Suyun gözü beyaz altın kum kaynar.
Suyun içinde kırmızı benekli alabalık.
Ve güneş ışığı oynar.
Oynamışlığı vardır Onun,
O suyla güneş gibi,
Şerefli dediğin Elbistan'a doğru,
Üç ıslık ötesi.
O şimdi Zürih'de,
Yirmi yıllık siyasi mülteci,
Özdem'in hayat arkadaşı,
Hare'nin babası,
Yarım bıraktığı hayata başlamak için,
Döneceği günü bekliyor,
Dahası...
6 Mayıs 2013-6 Mayıs 2014/ Ankara
Kalender SeverKayıt Tarihi : 29.10.2017 00:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!