Artık Nazım kadar
direniş saymıyorum yaşamı.
Aldığın her nefes
Attığın her gülüş bir Kurşun sanki.
Gece karanlığında karayel,
tokat gibi inerken yüzüme
sert adımlarla geçtim kirli kaldırımları.
Karanlık düşüncelerle ilerlerken
geride bıraktığım o hatıralara geri dönemem.
İçlerinde gözlerinde olsa artık geri dönemem.
Gitmek...
şehirlerden, yüreklerden...
özlemle büyüttüğün dileklerden.
Gitmek...
Buz Tutmuş Bir Nehrin Kıyısında
Donmuş Hatıralara şiirler yakalım,
bir bardak demli çayla...
Belki nehir akar, belki içimiz ısınır.
Şimdi bir dost gibiyiz Seninle
o kadar çok içimi acıtıyor ki bu
üzücü olan her gün sana şiir yazamamam
daha da üzücü olanı Senin bunu anlayamaman.
Bir bardak demli çayın
kızıllığını bulduğumdan beri dudaklarında
çayın tiryakisiyim.
Yine yalnızlığın dibine çöktüm dün gece
Avuçlarımın arasında kafam,
kafamın içinde Senli düşüncelerle
Kilometrelerce uzakta
Ben dünya çilesi, sakinlerinden...
ismi önemsiz, cismi çaresiz bir kul
Ben gam deryasında, kürek çekerken
yalnızlık kaftanıyla
Masmavi bir Gece.
Bembeyaz dalgaların Ay ışığında
İnciler taktığı sahilde
ılık bir meltem rüzgarı
Düşenler değil de,
düşürenlerin Canı yanmalı,
onlar çekmeli asırlık kahırları.
Sen Gamlanma Cam çiçeği...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!