Bir ayak boyu önümde yürüyüverir anılar,
Parmaklarım arasından koşuverir saçların.
Seninle aynı çatı altından bakar gökyüzüm
Bakracımızda çalkanmış, ayranımsı bulutlar.
Közünde patlıcan tüter, tüm memleketin.
Bir ıstırap vardır düşlerken kırık döşeğimde
Tavanım alnıma sürülmüş alın teri,damla damla
Duvarlarım çimene bürünmüş, kireç tutmaz
Kapılarım menteşesinden taze ayrılmış
Ciğerlerime dolmuş, solungaçsız nefesim
Penceremde kanadı kırık sabuni güvercin,
Ne yana dönsem sen batar ucu paslı kin.
Ömrüm ufalanır, dökülür toz toz saçlarımdan
Kaz ayaklarım cildime vurulmuş neşter tanesi
Bayram öncesi arifesi, gönlümün son neşesi
Bir seni bilir zaman birde zamansız gidişini
Misketlerimi usulca serpiştirdim gökyüzüme
Yuvarlanır şimdi, yürüdüğün o uzunca caddeye
Nasihat; kederle yarışık olma ömrünce hep sev,
Masalımda okuduğum yol üzeriydi, sizin taşlı ev.
Çizilen resimlerde hep tüten, uzun bacalı olandı
Bense, sokağında yanan lamba direğine yaslı
Gözlerim pencerende, ömürlük hatırına asılı.
Hüzün gemileri yürüttüm sana kaldırımdan gayrı
Bir havadis var uzunca yoldan gelir;dört nala
Heybesi delinmiş, bereketi hınca hınç kala
At mızrağını öteye, gelir mi baştaki sevdaya,
Ayaklar gitmez ama coştu gönül deli taylara.
Koştur koşturabildiğin kadar, yollarım sana ait
Nefsim sende kalsın ki; Ömürlük nefesine talip.
Kayıt Tarihi : 8.8.2025 00:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!