O'nunla ilk tanıştığımda, henüz çok gençtim. 17 yaşındaydım dolu dolu.Ve bu
yaşın verdiği girginlik, çok bilmişlik ve kendini bir şey zannetmeyle karışık ukalalık dolaşıyordu benliğimde. Bir arkadaşım uzaktan O'nu bana göstemiş ve ''Şu adamı görüyormusun? Bir deryadır...'' demişti.Bakmıştım arkadaşımın
gösterdiği adama kayıtsızca... Kısa boylu, kumralımsı 35 yaş civarında.. hiç
bir fevkaladelği olmayan, sıradan bir tip...Biraz kime benziyor diye düşünülürse, Aziz Nesin'e benzetilebilirdi.''Bu adam mı? ..'' diye dudak bük-
müştüm.''Derya olsa ne olur, ateş olsa ne olur? Cürmü kadar yer yakar.''
Anladığım kadarıyla sonradan bu lafım arkadaşımı kızdırmaya yetmişti ve
bana bir ders vermek istemişti.Seslendi gösterdiği adama:
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.