geceyle tuz var suyla sabah
ne kadar çürüse de direnen otlar.
mutlu olmak istiyorum, az ritm az yerleşik alan
yığınla kul var davul,yeminle yıldızlara uçmak var.
duran ancak duranı duyabiliyor, görebiliyordu. her ayağın sağlam bastığı her defa, kırmak ya da kırılmak zor ve birdendi. bu olduğunda parçaları öğütmek zaman aldığından ne kadar güneşte ne kadar rüzgarda kaldığı mahsulatı etkiliyor, ısınıp kavrulan sonra soğuyan eylemci de yağmurla katılıyordu. yer, yerin altında olmadığı bir anda, kumlar yerinde duramayıp herkes oldu. herkes herkese kavuşup oynamaya başladı. aşırı hareketlilikten ısınan sıcaklık, küçüklüğü, yokluğu ve mesafeyi unutturmuştu. hatırlayamadıklarını derinden hissedenler için dünya büyüdü, gökyüzü ulaşılmaz bir hal aldı. bir açık göze bin açık söz feda idi.
burada işler hep böyle yürür dedim, hep böyle yürümese de
yalnızlıktır, insanı insana katan.
yalnızlıktır, insanı inanca zorlayan.
korkmaktandır, geçen zamandan.
kaybolmaktandır, iz bırakmadan.
silinmez inancın mecburiyeti.
A- bekleme kurtarılmayı kalabalıkla
geç kaldıkça
olsa da uzun dalgalar,
hava alınan tüm tüneller
girdaptır, sarsar herkesi
içinden çıkar, içindekileri
Unutmadan küflenen yeşil maharetliymiş.
Mavi kesilmez, kırmızı dudaklar soru sormaz, cevap vermezmiş.
acıyla bağıran yürekler düşle uyutulup haşhaşla yenir olmuş...
beyazdan öte, siyahtan biraz önce
şimdilik hayatta
itaatsiz, uzun mu uzun, uzak grisinde
sigarayı tersten yakmıyor, süslenmiyor da artık.
tutuklu, incelikli bir seri katil,
müebbete kadar maktül, aynı zamanda o.
korku tatlı bir alay
alımlı çiçekler gibi tasasız
içli ve alıngan bir uzaklık
yeri gelir bir temenna ile kendine gelir
bahar gelmeden bitkin düşenler bilirler;
ormandan öğrenileni
buzlarda sakladığını, kaçırıp
tam da kır ile karşılaşacakken hisssedileni...
tenha bir aşk söylentisi terkisinde
kalplere yakın, aykırı bir yabancı.
yalnızlığının gölgesinde yuvalanmış
kimliksiz tanımlı hareminde.
eş zamanlı, zarif replikler
sahte tekrarlarla dadanmış elaleme.
veryansın cümleler kuramıyorum
böyle düşünmeyin çorağına karşı vaaz
mutluluğa balık gözü
her iç geçirişte kendine gül ki
köprünün yükü ağır, yay gibi gergin
denizde serbest gülüş mesafesinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!