Gel....
Gel otur hadi,
Sana......
Daha önce,
Hiç anlatmadığım,
Kendi içimde yaşadığım,
Kimseyle paylaşamadığım,
Hikeyemi anlatacağım.
Birazdan......
Sokağın başından,
Bir kadın gözükecek.
Böyleeeee.......
Güzel mi güzel,
Hanım hanımcık dedikleri.
Bir insan vardır ya....
Benim için tarifi oluşturan.
İşte İşteeeee.......
Öyle bir kadın.
Oysa ben onun,
Bir gününü,
Hayatını,
Nasıl yaşadığını,
Ezbere biliyorum.
Ama inan,
Onun bundan,
Haberi bile yok.
Mesela......
Evden çıkınca,
100 metre ilerde,
Mavi kapılı,
Bir pastane var.
Babadan kalma,
Eski yadigar,
İki günde bir mutlaka.
Oraya uğrar,
Sonra........
Komşusu var,
Teyzemmmm diye sevdiği,
Ona hâlini hatırını sorar.
Yavaş ve emin adımlarla.
Tekrar yola koyulur,
Kulaklarında kulaklığı,
Yürümeye devam eder,
Gideceği durağına.
Saatine bakar,
Sonra otobüsü gelir,
Her gün olduğu gibi.
Dakikasında orda olur.
Cam kenarına,
Boş bir koltuğa oturur.
Kapatır gözlerini,
Gideceği yere varana kadar,
Müziğini dinler.
Sanki geleceği yere,
Ezbere gelmiş gibi açar gözlerini.
İner usulca,
İş yerine doğru,
Yürümeye devam eder.
Sonrada......
Gözden kaybolur.
Ben buraya kadar biliyorum.
Aslındaaaaaa......
Çok fazlasını biliyorum.
Çayı şekersiz,
Kahveyi sade,
En sevdiği renk mavi,
En sevdiği şarkıcı sezen
Daha neler var neler,
Ben kendimi bu kadar ezberlemedim.
Onu ezberlediğim kadar.
Sonra.....
Elinde poşetlerle,
Uzaktan gelişini izliyorum.
Öyle alışmışım ki,
Sanki kırk yıldır tanıyorum,
Öyle yabancı değilde,
Ömründen biri gibi,
Gülüşünü,
Yürüyüşünü;
Saçları böyle geriye doğru atışını,
O kadar,
Ezbere biliyorum.
Bazen......
Sırf kokusunu çekmek için,
Yanından geçiyorum.
İzin alamadığım için,
Özür dilerim ondan.
Kötü bir niyetim yok,
Ama......
Kokusu ciğerlerime doluşunca,
Nefes alıp verişim değişiyor.
Oksijen seviyem yükseliyor,
Yaa.......
Nasıl anlatsam ki,
Hani böyle,
Gözlerini kapatıp,
Olmak istediğin yerde,
Özgürce koşar,
Sevinçten elin ayağın dolaşır ya,
İnan bu hale düşüyor.
Bedenim ve zihnim.
Onu göre bilmek için,
Çarpan yüreğimin,
Sesini duysan keşke
Tabi.....
Bilmediğim çok şey de var.
Mesela öfkesini,
Sinirli hâlini,
En çok da birini nasıl sever.
Tutkusunu,
Sevdiği yemeği,
Bir rakı sofrasında ki muhabbetini,
Yaşama sevincini,
Bunları da öğrenirim de
Onu da......
Yaşayarak öğrenmek istiyorum,
En büyük korkum,
Onun beni,
Hiç tanıyamayacak olması.
Ben böyle,
Uzaktan seviyorum sessizce.
Aslında bir cesaret,
Kendimi ona tanıtmak,
Böyle anlatınca komik oluyor dimi
Yada git konuş,
Neden bekliyorsun der gibi,
Anlam yüklemeye başladın bile,
Benim derdim,
Olmazsa olmaz değil,
Zamana yayılmalı,
Neyse......
Yak bir sigara daha,
Başka türlü dağılmayacak konu,
Hikâye uzun kafamda.
Kaç defa,
Tasarladığımı,
Konuştuğum cümleleri,
Yazdığımı anlatsam sana,
Deli olursun.
Kimin ne düşündüğünün önemi,
Fikrimi değiştirmeye yetmeyeceği için,
Konu şimdilik kapalı.
Olurda yazarsak seneryamuzu,
Anlatırım belki......
Ben o kadını böyle sevdim diye,
Onun,
Gözlerinin içine bakarak,
Anlatmaya fırsat bulursam,
Sende dinlersin.
Hatta.....
İçinden belki dualar eder,
Bana da nasip olsun diye,
İç çekersin.
O zamana kadar,
Şimdilik bu kadar bilmen yeterli.
Devamı......
O bunu anlayınca…
Okuyunca,
Ya da......
Öğrenip,
Farkedip,
Evet diyince,
İşte......
O zaman karşına,
Güzel bir haberle geliriz.
Şimdilik benden bu kadar.
Kısa hikayemin,
Sonu bu olsun.
Ben ona aşık bir DELİ,
Onun adı ise MAVİ......
Suat Kayis
Kayıt Tarihi : 26.9.2025 00:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!