Puslu bir geçmişin
Metruk düşleriyle avunurken
Bir merhaba ile değişti dünya
Rüya sandım etimi cimdikledim
Sen ne kadar sesini yasaklasan da
Derinlerimde çağlayıp duruyorsun hala
Edebinle büyülendiğim
Günden beri
Zilzurna aşık buldum kendimi
Fıtratın iyilik üzerine kurulmuş
Kötü söz ne diline düşer ne gönlüne
Sen soyu tükenen asil boyuttasın
İlim erbabısın
Hayatı sorgulayan bir kaderci
Yaralarının göz göz olması çok acı
Elbet bunca çilenin
Bir mükafatı olacak berzah aleminde
Cennette yerini hazırladığına inancım tam
Rahat yüzü yok bu alemde bize
İyilik eden iyilik bulmuyor çağın hastalığı bu
Gün geçmiyor ki şahit olmayalım yeni cinayetlere
Dalındaki körpe meyveyi taşlıyor
Heder ediyor geleceğimizi çakal sürüsü
Ahlak arezyonu başını almış gidiyor gürümüzde
İçin dışın merhamet
Keşke dünyada sayınız üreyip çoğalsa
Yerküre her şeye rağmen kafasına göre dönmekte
En çokta sırtımızı yasladığımız
Ve dağ bildiklerimizin ihaneti üzer bizi
Yoksa hiç zor değil dağıtmak dağlardaki sisi
Ölümde var sevgili
Takvim yaprakları yüzümüze haykırdıkça
Alnımızda vadilerde çoğalıyor bir bir
Zillet gelen yaşamayı seninle sevdim
Aynayla barıştım, tarar oldum saçımı
Elimden tutup götürdün çocukluğuma
Lisani birdir sevdanın gözleriyle anlaşabilir
Anlaşabilir yer yüzünde ki bütün kavimler
Bir barikatta dövüşüyor gibi durabilirler
Buna bir isim koymaya gerek yok
Yok senden öncesi ve senden sonrası
Ben buna sevda derim sen ne dersen de
Gün tükeniyor sevgili ömür tükeniyor
Ozan tarafımla diller döküyorum sana
Duy ve kalbini kalbime iyice yasla
Ey geçkin çağımın turna gönüllüsü
Pencere pervazına tüneyen bir deliyim
Ya aç pencereyi ya da çöz şu kördüğümü.
01.05.2025
A v r a s y a
Kayıt Tarihi : 17.5.2025 11:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!