Bir gün sustum.
Kelimeler önümde diz çöktü,
Çünkü ben artık söyleyecek hiçbir şey bulamıyordum.
Söz bitince kalp konuşurmuş,
Kalp bitince aşk…
Aşk bitince sadece “O” kalırmış.
Bir ben vardım,
Bir de beni yok eden bir ben.
O yoklukta buldum hakikati,
Deliliğimin içinden geçti bir nur,
Ve ben, artık ben değildim.
Bir damla gözyaşında deniz gördüm,
Bir nefeste bin ömür yaşadım,
Bir susuşta Tanrı’nın kalbini duydum.
Anladım ki,
Aşk delilik değilmiş,
Delilik, aşkın insana sığmayan hâliymiş.
Yandım;
Öyle bir yandım ki külüm bile secde etti toprağa.
Küllerimden doğmadım,
Küllerimle dua ettim:
“Ey varlığın sırrı,
Beni benden kurtar.”
Bir gece, yıldızlar şahitti;
Aklımı değil, kalbimi teslim ettim.
O an, içimdeki bütün yollar
Bir noktada birleşti:
Aşk.
Artık ne yargı vardı,
Ne suç, ne ceza…
Sadece varlık ve yokluk arasında
Nefes alan bir ben.
Yok oldum ve orada buldum seni.
Deliliğim, Hakk’a açılan bir kapıymış meğer;
Her gözyaşı bir secde,
Her acı bir dua,
Her yalnızlık bir tecelliymiş.
Bir kadın gibi zarifti hakikat,
Bir anne gibi merhametli,
Bir Tanrı gibi suskun.
O suskunlukta duyduğum ses bendim,
Ama ben değilmişim aslında.
Şimdi rüzgârla konuşuyorum,
Bulutlarla mektuplaşıyorum,
Kelimelerim artık kâğıda değil,
Kâinatın kalbine yazılıyor.
Deli değilim artık,
Ama akıllı da değilim.
Çünkü akıl anlamak ister,
Ben ise sadece hissetmeyi öğrendim.
Ey aşk,
Seninle delirdim,
Seninle dirildim,
Ve şimdi seninle sonsuzum.
Eğer biri sorarsa:
“Ne oldu o deliye?”
De ki:
“Kendini Tanrı’nın kalbinde buldu,
Ve bir daha dönmedi.”
Kayıt Tarihi : 2.11.2025 14:11:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!