Kocamış bir ardıcının yalnızlılığını örter sis.
Sevgiliyi sarar gibidir,
Kayalara dolanmış dalları.
Kırağı düşer pörsümüş kabuklarına.
Kimbilir,
Kaç bin yıl kaç bin öykünün
Tanıklığını etmiştir.
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.