Sokaklar gökyüzü insin diyedir aşağı
Çocuklar oynasın diye
Sokaklar pencereler baksın diyedir birbirine
Dertleşsin diye
Önce yüzüyle eskir evler
Merhametsiz karanlık içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Devamını Oku
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bir kızılderili atasözü şöyle der;
‘’Yola nedensiz çıkılır.Doğduğunda çıkılır.Bittiği yer öldüğün yerdir.’’
Yaşam bir yolculuktur.Dış dünya ile iletişimi zayıf olan ya da olmayan insan asosyalleşir ve kendi eliyle kendi yaşama alanını daraltır.Yaşarken mekan değiştirmek, şairin tabiriyle otelleri terketmek kolaydır. Ölüm ise zor bir muammadır.Diyor gibi geldi bana şiir.
Oldukça başarılı ve güzel bir şiir.
Şaire ve okurlara saygılarımla
Gurbetin kulübelerine meftun olanlar, sılanın saraylarından gafil olanlardır!
Saadet-i ebediye ülkesinde dünya büyüklüğünde baki bir Cenneti olan mü'minler, şu üç günlük dünya hanındaki fani hayata perestiş edip, oyalanmaz!
şair biraz daha geniş zamanlı bakabilseydi...tadından okunmayacaktı...sevgilerimle
Evlerde sesler dolaşır
Yaşasın herkesin evi yaşasın
Dünyada heç kimin özünden önce evi ölmesin ('Evler Ölürmüş')
Tebrik ederim, Gonca Özmen...
Öncelikle daralma göğüs kafesimizde başlar ruhumuzun evidir göğsümüz göğsümüzü genişletmek imanı esaslara dayanır ve bu dünyada Müslüman’ın cenneti evidir buyurmuş sevgili peygamber efendimiz pusulalar hep evi göstersin otel odalarında oturulmaz sürekli herkese iyi çalışmalar
güzel haklı bir tespit. kaleme sağlık
ev hayatı ile otel yaşamı aynı olmuyor sonuç olarak..
evler her dem taze,her dem güzel.
Gonca Özmen'e yaraşır şık bir şiirdi.
kırmızı bulvarlardan sonra
caddelerden ve neonlardan sonra
bir sepia düşe dalarcasına
eve sokağa anneye varan
vardıkça daralan
daraldıkça uzayan
uzadıkça uzayan yol
kısmi af lakırdılarının çok çabuk yayıldığı
gazetelerin çok az satılıp çok çabuk eskidiği
uzun ve geniş sıcak ve geniş sarı ve geniş
ülkeyi takısız tamlayan ama köylü olmayan
annesi yaşmaklı şairlerin yabancıladığı
sütün yılandan uzak balın arıya yakın olduğu
ülkeyi ziynetsiz güzelleştiren
küçük şehirlerin
küçük hikayelerinde
aşık kızların gergeflerinde
ve delikanlı zırtapozluklarında
utangaç anadolulu oğlanların
kırmızı bulvarlardan ve neonlardan çıkışta
istiklalden dönüşte ayvansaraya giderken
uzarken kara kavruk bir ankaraya doğru
evler
sokaklara büyük
insanlara sonsuz dekor
kırmızı kalabalıktan turkuvaz sükunete
evler
rengi düşten
ve kokusu mutlak anneden
@..
Tebriklerimle şaire hanım.Evlerin içi dünyasını ve bizlerin o dünyadaki konumunu şiir diliyle çok güzel yansıtmışsınız.
Gökyüzünü bile,doya doya
Seyredemezken çocuklar
Dört duvar arasında geçer
Münzevi yolculuklar.
Sanki! toplama kampında,dikenli bir hattın
Ufuk çizgilerini çizer, yaşanan hayatın
Dünyayı dar bir pencereden seyreder
Gördükleriyle yetinir
Yetindikleriyle hükmeder
Oysa! sandığı gibi değildir kader
Koskaca evrende
Dünya; bir nokta bile değilken
Gözlerin; ulaşılması mümkün olmıyan
Mesafelere dahi ulaşıyorken
Akılla; evreni bile sorgulaya biliyorken
Hele ki! içinde sosuzluk duygusunu taşıyorken
Noktanın, noktası olmak da neden! !
Bu şiir ile ilgili 38 tane yorum bulunmakta