Konuşurken kime meydan okuyorsun?
Oturduğun türlü türlü masalarda...
Bu kadar mı alçaldı sende din?
Yaşar hale gelmişsin masallarla...
Akılını tatile çıkardığın anda,
Fayda gelmez dilinden çıkanlardan,
O kadar basit midir olmak,
Cehennemde yanıp çıkanlardan?
İlmi buruşturup atarken bir kenara,
Harama da yasağa da gözlerini kaparsın...
Aldırış etmeden yaşarken günahlarla,
Gençliğini hiç edip bataklığa dalarsın...
Aramak görevinken rızayı ilahiyi,
Sahte hevaların ittiği yola saparsın...
Sonra kaybedip huzuru, güzelliği,
Hatayı yüce Yaradan'da ararsın!
Boyun kıldan ince O'ndan gelene!
Manasını bile hafife alansın...
Seninki sadece kendinle mücadele!
Olanları Yaradan'dan bağımsız sanansın...
Gençliğini kül edip yakarken ateşlerde,
Azabını bilmeden konuşmak kolay...
Cehennem bildiğin gibi değil,
Kapısından girersen büyük olay...
Peki sen sakındın mı yaşarken ateşten?
Haramdan, küfürden, şirkten, hasetten...
Bugün umrunda olmayan günahların,
Korkusuzca yediğin kul hakkının,
Masada bırakıp kalktığın imanının,
Zorlanırsın yarın hesabını verirken...
Haram ile sevindirme şeytanı,
Bırak artık yalan yanlış konuşmayı,
Terk et artık gıybeti, iftirayı,
Gör artık içindeki gerçek düşmanı...
Tövbe et, gel zulmetme kendine,
Tuttuğun yol dalaletin toludur!
Çek artık elini, kalbini ve zihnini,
Düzme dünyanın kör bataklığından!
Sana açılan kapının eşiğine tükürüp de,
Rahmete giden yolu zahmete çevirme!
Bir kez yürekten ALLAH de!
Ayrıl artık küfür halkasından!
Kayıt Tarihi : 5.10.2022 21:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!