Ben çilli çocuk.
Çileleri kendinden derin bir oyuk.
Yahyanın kılıcı
Mahyanın son kısmı
Salimlikten zalimliğe bir yol.
Spordan elde edilen skor.
Selamsız kelam
Cenneti cinnetle süsleyen ressam.
Heyecanın hezeyanla biten hali.
Vadesi gelmişlerin veda sinyali.
Çetelerin peçete uzattığı asker.
Onay bekleyenlerin on ay beklediği yer.
Geçti gitti bak kefenin modası.
Her şeyi aynı anda almaz kafanın odası.
Bembeyaz bir zenci
Sanki bir inci.
Kâtip yazar kitabı, kimdedir bu işin hitabı.
Kayıtlar ve kanıtlar yok, Tanrı sanki sanrı.
İpucusuz, upuçsuz bir gizem.
Dünya balık, insanoğlu yem.
Yaşama alerjili bünyeler.
Yaşam hata ve hatıra örer.
Öylesine aşıklar ve ölesiye aşıklar.
Aşktan ağzı yananlar, sevgiyi üfleyerek tadanlar.
Bu canavarın yedi milyar canı var.
Kaplamış nefesi pislik
Kaplamış nefsi piçlik
Nerede hiçlik?
Doldurdum ruhumu, sözlerim bir çuval birikim.
Karanlıktaki karanlığı gördüm, ben buysam biri kim?
Yeter mi kendimden geçmeye eter?
Bak bir hamile bebek doğdu, elinde ter.
Yemek yeme eylemi yaptım,
Dedim isteklerim olmazsa ölene kadar yemek yerim.
Bedenim gırtlaklar hislerimi,
Çünkü onda kaldı hisselerim.
Bu derin bir vadi, yaşamın son vaadi
Kim bu insanlığa insanlığı öğretti.
Yoluma taş koydular, ben çıkardım kâğıdı.
Sevgilimden hatıra olsun diye çaldım kalbini.
Önce ödün verilip sonra ödül verilenler.
Yakınlar helvayı gömmeden, Mevla’ya erenler.
Hangi dahi daha iyi, ne ağlarsın, azdır derdin.
Onur duyacaksın o nurla, az daha sabır der din
Bahar gelir, at coşar, baharatlar yemekleri süsler.
Dizginleşirsen dinginleşirsin, hayaller seni hayal eder.
Gerçekler birer gerekçe üretmez.
Aptallar iptalleri neden oldu kaç kez.
Akşamların içindeki ak kadar sahte, Şam kadar yıkık.
Sonsuzluk zıtlıkların birleşimiyle meydana gelen sarmaşık.
İnsanlar her zaman korkularından kaçmaz, doğrudur.
Doğru durdum, kısa gözüktüm.
Oysa eğri dursam gözükmeyecektim bodur.
Benden dört yaş büyük bir ikizim var.
Yeter demeye yeter dedi sevdam.
Sevgi yoksa yergiye devam.
Gülmek ömrü uzatır, beni gıdıklayın.
En yabancın inan senin en az yalancın.
Kork yakınından.
Affet doğal afetleri,
Gözyaşlarım yangınımı söndürür mü?
Ne kadar zaman oldu pişeli?
Hala mı pis eli?
Hoşgeldin bebek, seni bekler acılar.
Acele büyü, daha yaşayacağın çok dert var.
Hastalık, yakının ölümü, işsizlik, yoksulluk, ayrılık, sakatlık…
Ne danış birine ne de biriyle dayanış.
Bir kalbin olsun uydun, zaten bolca uyudun.
Ben bir deliyim, şiirlerim bu derece berbat.
Kendini akıllı sanan çok insan benim nazarımda aklından sakat.
Ne şımarıklıklar gördüm, dersin bu hangi kraliyetin prensesi.
Kızarken ses telleri bağırmadan yüreğe değer, sanki fren sesi.
Kanıt için bile kanıt arar bu gönül.
En büyük sevdamdan geriye kalan sadece biraz kül.
Derine indikçe yükseldim.
Yükseldikçe indim.
İndikçe erdim.
Erdikçe kendim…
Toydum ben de, doydum her şeye…
Kanaatim, kanattıklarım, kanıtlarım, kanatlarım...
Bir kırık kalbe değmez kırk karanlık kalp, anladım.
Çağlayanlar var içimde ağlayan.
Ey kalbim vuslata erişsen de ağla, yan
Karahindiba gibi dağıldı tüm hayallerim dertlerimin her köşesine.
Gözlerimle estim denizlerde.
Her önüme geleni iyi sandım.
Çünkü ben insandım.
Görmeyi istemem pek ölene dek, çünkü onlar oldu şahit.
Biri şahtı diğeri it.
Oysa toprağın soyundanız hepimiz.
Hiç değişmez aynıdır hep izimiz.
İnsanlık yıkık dökük sersefil.
Bilmediğine düşman bildiğine kefil.
Benim gönlüm ise gaybın deryasında yüze yüze oldu pir.
Gönül artık bilinmeyene kul, bilinene kâfir.
Kayıt Tarihi : 29.3.2020 21:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.