40 yıldan fazladır devam ediyor...
Şimdi nereyi gösterir
Gökteki bu soğuk yıldızlar
Kim kimin elini senin gibi tutar
Hangi yol çıkar
Geçmiş zamanın meydanlarına,
Ölüm hangi yalnız sokağına
Bu banktan bir tutku geçti
Ki yağmıyordu yağmur
Islatmıyordu bu ahmağı
Ellerinde onun elleri
Bir kadın sustu geçti bu yollardan
Burnumda Ağustos kokusu
Başka birşey düşünemiyorum
Ellerim cebimde bir gece vakti yürüyorum
İçimde geçecek günlerin korkusu
Burnumda Ağustos kokusu
Şimdi yaz ağustosu tutmuş kolundan
Ağlata ağlata
Ellerini ayaklarını yıkayarak
Zorla eve götürüyor
Umurunda değil hiç
Kuşlar gitmiş gitmemiş
Bu akşam yıkılsın karşımdan yıldızlar
İstemiyorum İstanbul’u da yazını da
İçimde bir kız bitiyor moralim bozuk
Ver elini ayağa kalk içimdeki çocuk
Kalbim oyuluyor kalbim, söyle ben kimim
Buysa alın yazısı diye
Başıma sardığınız hayat
Alın yazınızı başınıza çalın.
Ya her şey gerçekten
Tam kararında ayarlanmış hayatta
Ya da her şeyi tam kararında
Hissettiren ”alışmak” mekanizması
Bize oyun oynuyor…
Neymiş efendim alkolle sanatın
Bir bağlantısı varmış
Elinde kalem dibinde kainatın
Şairler içip içip şiir yazarmış
Yok efendim öyle birşey,
Birden bire büyülü bir dünyanın
Anahtarı oluveriyor ellerin
Ardına kadar açılıyor
Gönlündeki üç artı bir hayallerin…
Bir güvercini bulmak için
Kardaki ayak izlerini takip etmek
İşte tam böyle tarifsizliğin
Ne zaman ulaşsam son adımına
Hayallerim seninle uçup gidiyor



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!