Sanma ki kurtuldum kahr-ı hicranından
Dilimi lâl eyleyen yalnız edeptir
Bin hatıra durur o çağın her anından
Ki hepsi hâl-i perişanıma birer sebeptir
Uçtuysa yüreğin bir yaban diyâre
Dilin pâk söyler amma gönlün tâhir değil
Çeşmin parıldar lakin şavk-ı cevâhir değil
Böyle düzen görülmemiş mülk-i küffarda dahi
Böyle adem cümle küffar içinde zâhir değil
Diğer kusurların bağlamaz bizi
Ama insanlıkta tamam değilsin
Ahlakta, edepte daha toysun da
Şerefsizlikte hiç de ham değilsin
Senden öğrendik kötü insan neymiş
Sanma ki hâla bıraktığın gibiyim
Eski hâlimle bugünümü girme kıyasa
Beni attığın ateşi suya döndürmedeyim
Lakin kul İbrahim değil, ateş devasa
Geçirir mi diye acep gönlümdeki izi
Bende sevdanın meali sendeki can.
Bende manasız sensiz, tendeki can.
Sen de; nasıl acımasın şimdi bu can?
Bende can kalmadı, sende iki can...
Ben gururumu yolunda un ufak ettim ezelden
Gururum bir daha kırılsa da gel kabülümsün
Dostlar hoş bakmasalar da ettiğim yeminden
Anam babam buna darılsa da gel kabülümsün
Gelinliğinin beyazı bana kısmet olmasa da
Göçmüş Anadolu'nun eski aşıkları
Ustadan alınacak el kalmamış
Tezeneler unutmuş eski hakikati
Gönlümüzü titretecek tel kalmamış
Maişet için gelmez gönülden hak sözü
Yıllar var ki şu şehr-i virane bana
Bitmek bilmeyen büyük ıstıraptır
Katlanırım da elbet her cefasına
Cefası kutsal, çekmesi de sevaptır
Altı ay bir puslu beyaza bürünür
Kapıldım rüzgarına açtım kanadımı
Gönlüm o rüzgarla uçacağını var saydı
Keşke gülmeseydi gözlerin öyle içten
Keşke güzel gamzelerin beni uyarsaydı
Kandım içtenliğine gecelerce sesinin
Beni de düşman ettiler gayrı aşka
Artık bu yolda şeytana yoldaş benim
Gezmem sevdanın kuru çöllerinde
Mecnuna attıkları kaya benim taş benim
Ne dünyada vefayı var sanarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!