Buraların suyu soğuktur gayrı
Kışı zulum yazı çoraktır
Dam dipleri acı gazel
Duasız uğurlanmaz hiçbir yolcuları
Bir çelişki dir anlımızda kara leke ağır bedel
Ahir zaman kapısı aralandı gayrıı
Ölenler kurtuluşa ermiş heyyy
Yoksulluk, saçları bit dökende yavruları
Mekteplerin kapıları zincirlenmiş
Burda yaşamakta ölmekte gardaştır
Bir lokma ekmek boğazımızdan geçmedi aylardır
Derler ki
Ozan mısın, aşık mı, bırak sazı mızrabı
Ne Kara kışlar ne tufanlar gördük
İnsanmış insanın en büyük gazabı
Yarım Ekmegin arasına
gözyaşını koyan analar
Yavrusunu doyurur kendi aç yatar
Derler ki burası kurtlar sofrası
İnsanının, "şifa bulmazmış yarası"
Heyy..!! Kirli gömleğime kan bulaştı heyy
Musallaya su dökende, toprağı eşende
Feryat edende gayrııı, gönül verdiklerin
Ölümmüş elden ne gelir
Pir Sultan bile göçüp gitmiş
Şu gamlı dünyadan
Bize ne kalır
Hasat yok bu arafta
gelen ziyan etmiş ömrünü bu toprakta
Heyy koca dağlar yıkılın gayrıı
kuşlar göçte, herkes aynı durakta
Bir gitme telaşıdır bende, şu sökmeyen şafakta.
Ana, toprak ana, gök bir damla yağmur vermez bize
Kuraklık belimizi büktü kuyuları gözyaşı doldurdu
Ömür ziyanda yıllar hazanda
Söndürülmez içimizdeki bu yangın
"De hele;", varmıdır gariplerin mezardan başka bir sığınağı
"Ferhat Koçoglu"
Ferhat KoçoğluKayıt Tarihi : 6.8.2025 14:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!