Çilek kız, her günkü gezilerinden birine çıkmıştı lüks arabasıyla. ‘Evlenme vakti ne zaman gelecek? ’ diyorlardı onun için, ama o oralı bile değildi.
Dolaşırken, o araba hiç de balkabağı olmuyordu, çünkü o külkedisinin aksine çok zengin doğmuştu.
Bir gün arabası masal şehrin kırmızı ışıkalrında durunca, bir oğlan yaklaştı ve ona çiçek sundu. Şöyle bir konuşma geçti aralarında:
-Kimsin sen?
-Hiçkimseyim, şu an. Çiçekçiydim 5 dk. önce ama bu çiçekleri size satmaya getirmedim,
hediye etmeye getirdim.
Teşekkür ederek aldı Çilek Kız. Onu gönül yumağına sardı.
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
Devamını Oku
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;