Yusuf yüzlüm
ela gözlüm
karaladığım notlar arasında adına rastladım bu gece
bir ceylanın ürkek bakışlarındaki büyüleyici pırıltı gibi parladı gözlerim
aşkın rengi ile boyamıştım adını hece hece
Uykularım firarda gecem güne karıştı
Merhem olmaz yarama güneş yüzünü gizler
Acı çeken yüreğim derde gama alıştı
Hasretin gölgem gibi ne yapsam beni izler
Şimdi artık masamda senden geriye kalan
Yaşamın dikiş yerinden koparacağım, yamalı gibi duran umudu.
mızırdanıp duruyor
akut ağrı gibi kaburgalarımda
nefes aldıkça yürek pınarım kuruyor
kirlenmiş tüm yarınlar
Hiç geçit vermiyor doruklu dağlar
Bir de sen önüme taş çakıl serme
Yağmurlar yağmazsa yeşermez bağlar
Sana gelen yola dikenler serpme
Düşmanım pes etmez pusuya yatar
Sevgiyle yoğrulmuş gönül adamı
Zamanın bedi si hem ebedisi
Dünya onsuz dönmez biter yaşamı
Mihenk taşlarından doom birisi
Zekâsı doğuştan fışkıran volkan
Cevapsız sorularla takılırken aklıma
Rüzgârlar da anmıyor dön artık güneş gözlüm
Kaç mevsimler yükledim efkâr aldım saklıma
Gönül neden kanmıyor dön artık güneş gözlüm
Hasret bir adım önde akıp giderken zaman
Yıkıldı hayalim sitem dilimde
Öreceksen durma ela gözlü yar
Kalemim defterim kaldı elimde
Düreceksen durma ela gözlü yar
Feleğin sillesi vurdu sözlere
Yusuf yüzlüm
burnuma gömleğinin kokusu değdi
şule şule nur kattı
açıldı iki gözüm
Yerime sığmadım dünya oldu dar
Küsüp te sükûna erdiğin zaman
Her şeyi savurdu tipi boran kar
Beni ayrılığa verdiğin zaman
Gidince ardından hep kan ağladım
Söylemedim sustum kırılma diye
Yazsam neye yarar öldükten sonra
Hep boynu büküktüm demedin niye
İstemem sorma el güldükten sonra
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!