Saksımda çiçekler sensiz açmadı,
Kanaryam aylardır yiyip içmedi,
Ne yapsam bu gönül senden geçmedi,
İlgilendirmiyor beni çiçekler,
Ne uçan kelebek, ne de böcekler,
Her gece sarılıp seni kucaklar,
Hasretle öperken uyanıyorum...
Baharla açılıp yazlanıyorum,
Bahçeler perişan, bağlar tar-ü-mar,
Fıskiyede vuslat teranesi var,
Aşk masallarında hasret, ah-ü-zar,
Kalbimi aşüfte bir güzel çaldı.
Bülbülden nağme yok, gül bahçesinde,
Çamurların sürüklediği
Katran gibi karanlık
Sularla akıyorum,
Kendime
Uzaktan bakıyorum,
Bir el gibi.
Sen gittin gideli kedimiz hasta,
Ötmüyor kanaryam,Ponpon’un yasta,
Hıçkırıklarımız güftesiz beste,
Yokluğun kalplerde bir sızı annem!
ÜRPERTEN YOLCULUK
Merhum şair Faruk Nafiz Çamlıbel’e ithaf
Dilesen kölen olur, sabahlardım kapında,
İstesen yıldızlardan kolye yapıp takardım,
Pembe gül devşirirdim, bir tırmığın sapında,
Ellerim ellerinde aşka türkü yakardım.
Bilmedin kıymetimi, sevgim sığmaz fezaya,
Yeşeren umudum bahçemde bir çam,
Eşsiz bir goncadan müjdeler aldım,
Şahane gözünü gördüğüm akşam,
İşaret sayılan müjdeler aldım.
Bir cefakâr güzele düştü bu gönül,
Aşk’tan sevdadan hayır beklemez oldu.
Ne yapsa yaranmadı, şaştı bu gönül,
Salıyı Çarşambaya eklemez oldu.
Artık göremez oldu mor sümbülleri,
(Sende doğup büyüyen ne kadar da talihli,
Seni sözle anlatmam mümkün değil Salihli)
Haziranın son günü şafakla çıktık yola,
Bazen çok hızlı gittik, bazen da verdik mola.
Kavurucu bir sıcak hasret bıraktı suya,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!