Su yutkundu
Göğe ve yere and olsun dedi
Celp gönderin
Kuyunun hasreti bendedir!
Gel ey aşk üveysi
Gel sevi ertesi
Kanadımın birini sana verdiğimden beri
Ufalandı gözümde cümle kelam
Arama sırrı aynalarda
Kalmadı yüreğimde derman
Makamım zamana denk düşmüyor
Aç gönlün gözünü
Gör halimi ayan beyan!
İtikatımın çatladığından sabır sızıyor
Hiçliğim bu aşka emanet
Çıkar sevdayı yokluğun kozasından
Ateş bile utandı acziyetinden
Uzatma sevda sürgünümü ey can!
Oy kara gözlüm
Oy dağların maralı
Yangınım
Ağzından içmek vardı rahmeti
Ah avucundan öpmek vardı şimdi
Yanayım
Kanadı kırık kuşları vuranların
Etekleri zil çalmaz ki!
Bin gece yumağıdır gözlerin
Ya öldür zifirinde
Yahut gül yanığı göğsüne düşür beni
Sordum aşkın sarrafına
Tabiri caiz diye Zer/ eyledi!
Şimdi söyle bana ey içimin sufi yanı
Simdi sen söyle ey Çeşm-i Cihan
Su yutkunan toprak çatlağına kızar mı?
Ve yolu benden iz bildi Zerda/m!
Gönlünü
Çöle ayna kuran kervana verdi
Kendi dağına ateş açan eşkıyadır gözleri
Gel ey yaralı ceylan
Elini tutmam için daha kaç kavim geçmeli
Aç kapıları ardına kadar
Bir seher serinliğinde ırgalansın Elizan
Bir rüzgar ki
Adını hep dudağıma üfledi
Kül yangınıma
Kuş olup gitme ey can
Dayan yüreğime
Sin/ sine bildiğin kadar
Yazılır elbet kader
Yazılır: sil baştan!
Kayıt Tarihi : 15.12.2016 21:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)