CESARET ŞİİRLERİ

CESARET ŞİİRLERİ

Kürşat Güven

Bu sabah her sabahkinden daha bi acılı çaldı sanki saatim.Sanki geceden sensizliğe kurulmuş mahur bir beste çalıyordu ve ben nicedir ilk kez başucumda resmin olmadan uyanıyordum.Saat çaldı,ben ağladım...Ben ağladım,saat ağladı...Hani bir şarkı vardı: “Bu sabahların bir anlamı olmalı”
Sokağa çıktım,sanki herkes bana bakıyordu.Bir teyze yanındaki küçük oğluna beni gösteriyordu: “Bak oğlum,aşk denen şeye bulaşırsan sonun şu avare gezen abi gibi olur.Sana benden öğüt,aşktan uzak dur”. Bir amca dua etti bana: “Allah tuttuğunu altın etsin”. “Ben neyi tutsam taş oluyor amca,Allah kahretsin! ...”
Peşmurde bir adam gördüm çöpleri karıştıran,elinde sevinerek baktığı yarım bir elma. “O çöpte benim iki senelik emeğim var amca,sevdiğim atmış; onu sakın alma...”.Gözüm gibi baktığım,hatta gözümden bile sakındığım,şimdi nerede? Aşk kokusu alınmış diyorlar,şehir çöplüğünde...
Bu sefer az koydu gidişin(belki de hiç gelmeyişin) biliyo musun,? Belki kalmalara alışmışlığımdan,belki de hazırlıklı olmamdandı.Benim aldığım cezalar,doğarken hancı doğmamdandı...Beni hancı tayin etmişler doğarken; sen de hiçbir şey demedin valizini toplayıp giderken.Bir ‘hoşçakal’a bile cesaret edemedin. “Üzme beni hancı” dedin.Kafamı kırdım,seni üzmedim; hayatından çekip gittim.Ben yapılabilecek her şeyi yapmıştım bu aşk için.Bir gün ağzımla kuş tutmayı öğrenirsem belki geri gelirsin…
Şimdi dualarımın ilk sırasındasın. “Allah’ım,kendim için istediklerimi pek olumlu karşılamıyosun.Bari ‘O’ mutlu olsun...”. Zerre kadar ah edemem sana nezaket kraliçesi,zaten böyle yazar ‘Beyefendiliğin Tarihçesi’.Yolun,bahtın açık olsun,duamdasın iki gözüm. ‘Bizim şarkımız’ olmadı ne yazık ki, ‘senin şarkın’ olsun son sözüm:

Yıllar sonra bir gün beni anarsan,
..

Devamını Oku
İlknur Er

Sevdayı saldınmı yüreğine
Yandın
Bir ömür boyu hapissindir artık
Çıkmaya cesaret edemezsin
Öyle bir yer ederki kalbinde
Sen bile şaşırırsın
Aşk döner etrafında
..

Devamını Oku
Kenan Ege

Can çekişiyor akıl
Yürek nâçar / direniyor
Aşkı yargılıyor Lucifer
Dilde kılıç bileniyor

Tenekeye dönüşüyor çelik
Umarsızca bükülüyor
..

Devamını Oku
Şeyma Akdoğan

Her gün yanımda olan
Bir meleksin
Eşin benzerin yok
Sevgi dolu bir annesin
Sen bir tanesin

Sevgi dolu yüreğin ile
..

Devamını Oku
Neşe Ustaosmanoğlu

Usta bir şair demişti ki “şairler yalnız ölür”… Anlamak zordur bazen ve anlatmakta kaleme sarıldığında. Çaresizce sanırsınız ki bizler her şeyi hoyratça karalayabiliriz. Dile gelen, kaleme yansır ve harfler, kelimeleri aydınlatır, kelimelerde bizleri ayna gibi yansıtır. Aslında biz şairler sadece acıları yazmak konusunda ustayız. Hayallerimizi yazmak ve olmasını arzu ettiğimiz her şeyi süslemeyi iyi beceriyoruz eğer bu gerçeği bilmiyorsanız buyurun o zaman ben tüm kapılarımı açıyorum, anlayanlara…
Yazılması zor şeyler hakkında, “Sevgi üstüne”: Bir kalbi tamir etmek kadar cesaret isteyen bir konu daha var mı acaba? Ya yaralarınızı kendiniz pansuman etmeyi öğreneceksiniz ya da karanlıktan size uzanan bir eli tutacaksınız.
Ben hep yaralarımın kalemimle iyileşeceğine inandım, kabiliyetimin olup olmadığını hiç düşünmeden yazdım çünkü yazmak acıları azaltır diye düşündüm her beyaz sayfayı süslediğimde hayallerimle bir gün gerçekleşirler sandım. Birde baktım ki bir labirentin içinde dönüp dolaşmışım. Tek kişilik bir dünya yarattığımı fark ettiğimde, içinde aslında ne kadarda yalnız olduğumu anlamak pekte uzun zamanımı almadı.
Ne içtiğin sigaranın, ne kadehinde duran rakının tadı tat değil nede yazdığın binlerce satırın bir anlamı yoktur, biri ile paylaşmadığın sürece hiçbir duygunuz olgunlaşamıyormuş. En acı olan ise bunu otuz Beşi’ne geldiğinde fark etmek, bulanık zihninde acabalarının arasında dolanırken hayata dair ve en önemlisi aşkı düşünürken aslında karşılıksız ve çıkarsız sevebilme yetisine sahip olup olmadığımız, ve bir ışık yanar karanlığın içinden birine verdiğiniz değerin ve sevginin büyüklüğünü nasıl ki tarif edemezseniz, beklentisizde sevmeyi öğrenebilmelisiniz.
Hayal kırıklığına uğramamak için hayallerinizin, hayatın önüne geçmemesi gerekiyormuş… birini seviyorsunuz ve onun için bu fani dünyada yapamayacağınız hiçbir şey yokmuş gibi görünse de unutmayınız ki, bu hisleriniz karşılıksız olabiliyormuş. İşte o zaman benimde içinde bulunduğum o labirente sizde hoş geldiniz.
Yaşamak mı, yazmak mı? ; siz yazmak yerine yaşamayı yeğleyin gün olurda yazdıklarınız ve hayalleriniz hayatın çemberinde dönmeye başladığında ve gerçekler bir tokat gibi yüzünüzde derin izler bıraktığında her şeye karşı dik durabilmeniz daha kolay olur. Ben cesaretimi ve hislerimi kaybedeli uzun zaman oldu bakmayın günlük tuttuğuma hiçbir zaman tarih atmadım sayfalarıma ve aşk kapımı çaldığında artık biliyorum ki karşılık beklemek ve umut etmek beni daha da soyutluyor hayattan çünkü ben asla bencil ve tüketen taraf olmadım sevmeyi bilen herkese yüreğimin kapıları açıktı ne zaman ki riyakâr ve yalanlarla bezeli gülümsemelerin izleri etrafımı sardı işte o gün yalnızlığımın kolları bana açıktı.
..

Devamını Oku
Hatice Tekkeşin

Duygularıma laf söylemeyebilirdin.
Her söylenen de yüreğimin nasıl acıdığını hissedebilseydin.
Bu sürüp giden hayatta tek varlığımdın aslında..
Sana asla git diyemedim,diyemem de bunu sen bilirsin.
Önce yüreğine sor belki içimdeki acımı hissedeceksin
Eğer sevgiyse gerçeğin silmeye cesaret bile edemezsin
Gidersin iki adım ve geri dönersin
..

Devamını Oku
Seyhan Sevgili

Bir çocuk aslında seni seven.
Oyun bile bilmeyen bir çocuk.
Yüzüne çarpan rüzgardan cesaret alan,yalnız,
yalnız yaşamayı öğrenen bir çocuk.

Hiç ağlamadı bu çocuk ben görmedim,bilmedim.
Bildiğim, her yağmurda sokağa koşması,erkenden kalkıp karanlığı beklemesiydi.
..

Devamını Oku
Oğuzhan Çetinkaya

Belkide yeni bir sayfanın başlangıcı bu nokta..
Yepyeni taze bir sayfanın başlangıcı...

Aynada gördüğüm beni sende tadabilmek mi?
Yoksa,
Sendeki beni sökebilmek mi?
Cesaret isteyen...
..

Devamını Oku
Cevdet Mirmahmutoğulları

Gözyaşları mevla için sel olmalı
Halılarla kilimler ıslanmalı
Zulümler altında inleyen
Mazlumun haykırışı arşa dokunmalı

Silaha karşı ilahi aşk çoşmalı
Tanklara karşı cesaret kalplerden
..

Devamını Oku
Ayşegül Besime Çavuş

Şeytan nasıl insanın işine karışıyorsa,
İnsan da şeytanın içine karışıyor,
Şeytanlaşmış insanlardan uzat durun…
Yoksa yoldan çıkmak an meselesi,
Sizi de baştan çıkarır, yazık olur.
Kötülüğü yapan da suçlu… Bilinir ki;
Kötülüğe uğrayan da karalanır.
..

Devamını Oku
Alihan Cengiz

Şimdi o kadın
kanatlarını rüzgara doğru açmış
dünyasını dengede tutuyor bir adamın.

Gözlerinde bir pembe gözlük,
adam kadının yanındayken dünya toz pembe!

..

Devamını Oku
Leyla Karkar

Son yıllarda, ehliyet ve araç alımı çok kolaylaştı ve bunun yanı sıra hız potansiyeli çok yüksek ve daha teknolojik donanımı olan otomobiller üretildi. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de ne hikmetse; bizde trafik kuralları denince, çiğnemek boynumuzun borcuymuş, ya da çok marifetmiş gibi bir iç güdüyle, ihlal etme de birbirimizle yarışır olduk.

Bir benzinlikte okuduğum yazı hala aklıma geldikçe, iliğimi titretir. ‘Emniyet kemeri takmak, ömür boyu tekerlekli bir sandalyeye tabi yaşamaktan çok daha sıkıcı olamaz’ yazıyordu. Bu yazıyı okuduğumda araç kullanamadım bir an. Oturdum benzinlikteki bir kafeye, başladım kaza yaptığımda kendimin ve sevdiklerimin yaşayacaklarını düşünmeye. İster iseniz sizde bir an kapatıp gözlerinizi ve hayal edin. Bakalım kaç dakika dayanacak yüreğiniz o hayale? Çünkü bende emniyet kemerini sıkıcı bulanlardandım. O yazıyı okuduktan sonra emniyet kemerinin trafikte ki hayat sigortamız olduğunu, o kafede tam olarak idrak ettim.


Günümüz teknolojisinin yararı olduğu kadar zararı da oluyor trafikte bizlere. Öyle ki; bu araçlara binlerce Lira ödeyip hayatımızı kolaylaştırmasını beklerken, ölümü de bir o kadar satın alıyoruz. Bu araç çok seri, çok sağlam diyoruz. Ama bunun bir kul yapısı, hatta hepi topu bir liralık vidaya bağlı olduğunu unutuyoruz. Yani; trafikte bir liralık vidaya bağlı olarak hayatımız yaşıyoruz öyle mi? Bu ne cesaret, bu ne sorumsuzluk? Bizler için hayatımız hız yapma tutkusuyla ya da dikkatsiz araç kullanıp, hatalı sollamalar yapacak kadar ucuz olabilir belki ama, ya geride kalan-sevenlerimiz? Bizler ölüp yerimizi buluyoruz dünyada ki son adresimizde. Ama sevenlerimiz her gün ölüp ölüp diriliyor, koca dünyaya sığamıyorlar bizi kaybetmenin acısıyla.

..

Devamını Oku
Elif Farukoğlu

bir adım veya bir kelime ötededir özgürlük...
yeterki sen korkunu yen...
hissettiklerini söyle...
iki dudağının arasına hapsettiklerindir
seni mahpus eden
hadi biraz daha cesaret....
korkma kendinden
..

Devamını Oku
Bahadır Atay

Oynamaktan sıkıldım artık,
Hayatın zarları hileli.
Hep bir geliyor bana ona yedi.
Ama bilmiyor birşeyi,
Bana bir sen lazımsın,
Bir de gülüşün her zamanki.
Bir de bir tutam cesaret gerekli,
..

Devamını Oku
Yusuf Can

Aşk,dar ağacında kopan iptir.

Aşk,dar ağacında atan kalptir

Son nefeste vasiyet

Son nefeste tekbir
..

Devamını Oku
Hale Usalan

Saklambaç oynuyorum yine
Kendi kendimden saklanıyorum sadece
Duygularım kaçışıyor delice
Kalp söylüyor sessizce
Gurur susturuyor delice
Uslanmıyorum yine
Söylemek istiyorum iki kelime
..

Devamını Oku
Ahmet Doğan Yalçın

hani o kral vardı ya
soylu duyguları aşağılayan
soysuz duygulara soy veren
Caligula
ondan beri kimse cesaret edemedi buna

kral değiliz ama
..

Devamını Oku
Erhan Soyak

Nasıl da oyun oynuyor hayat sana, bana. Nasıl da bir sağdan vurup canını yakıp acıyı öğretiyor insana. Ya da soluna bir öpücük konduruyor bazen. Neye uğradığını şaşırıyorsun. Şamar oğlanı gibi bir sağından bir solundan hayata bakıp yorumluyorsun. Sonra o biriktirdiğin şeylere de tecrübe, deneyim, hayat birikimi deyip ilerlediğini düşünüyorsun, geliştim diyorsun. Peki ya kaybettiğin saflık?

Yazım sana...ve senin üzerinden yorumladığım kendime.Çabalarımız hep kaybettiklerimize ve endişelerimiz daha ne kadar diye,daha ne kadar vuracaksın,ne yapacaksın bana, savunmasızım,acımayacak mısın? Bunları haykırarak söylemekten öylesine korkuyoruz ki,çünkü artık hayatın karşımızdaki üstünlüğünü kabul edip boyun eğdiğimizi itiraf edeceğiz ve gerçekler dile geldikten sonra dönülmez akşamın ufuklarında çaresizliklerin şerefine dökülen gözyaşlarının yanağımızdaki sıralanışı daha sık olacak.Peki bu çaresizlikler,çaresizler nasıl güç bulacak? ? Ne yapacak da yıkılmam asla diyebilecek? Gözlerle..Bakışlarla...En çok yitirdiğimiz bağımızı yeniden kazanarak.Susarak daha çok anlatmayı öğrendiğimizde.Çaresiz birinin gözlerine bak,ne dediğimi anlayacaksın.Ve sana hayatın darbesinin insan suretiyle gönderildiği gözlere de bakacaksın.Ondan gördüğün sahtelik seni ondan uzaklaştıracak ve gözlerinle koruyacaksın kendini.Öğreneceksin bunu yapmayı..
Sorguluyorsun kendini,hem de çok.Hayata bakarak,insanlara bakarak yorumluyorsun.Ama biliyorsun ki asıl öğrenmek istediğin kendinsin.Ne olduğunu,neden varolduğunu,nasıl sevip nasıl sevildiğini öğrenmek istiyorsun.Ama öğrenemiyorsun ve öğrenemezsin de.Sadece yavaş yavaş öğrenmekten vazgeçersin.Eğer vazgeçmiyorsan,yılmıyorsan da...Sen hayatı yaşamayı biliyorsun demektir.Kendini neden çözemiyorsun biliyor musun? Çünkü hayatın değişkenliği karşısında ne yapacağını bilmiyorsun,ya da hayatın sana ne getireceği ve ona nasıl tepki göstereceğini bilmiyorsun.Hayat öyle muğlak ki,öyle ne yapacağı belli olmaz ki,ne oldugumuzu ne yaptıgımızı sasırıyoruz,bilmiyoruz,öğrenemiyoruz.Çoğu zaman sahteliklerimizle,yapmak istediğimiz değil de olması gerekeni sergilediklerimizle yaşıyoruz ve bu da kafamızı öylesine karıştırıyor ki.
İşte o anda gölünün sana gösterdiği sahtelikler,uyumsuzluklar,çıkarlar görünüyor gözüne.Hayatı böyle yorumluyorsun, ben de parçasıyım diyorsun.Ve gittikçe masumiyetini kaybediyorsun.Ne yazık! Hayatta biriktirdiklerini gölün altına atman,üstüne sadece pislikleri kusman ve kendi içinin dış görüntüsünü bununla süslemen.Ne yazık!
Oysa ki ben kendimi okyanuslara atıyorum ve içine ne atarsam atayım,iyilik de kötülük de olsa dibine çöküyor ve masmavi deniz kalıyor bana.Öylesine uçsuz bucaksız ki,azıcık dısarıdan bakan bogulmaktan korkup kacıyor,kimse cesaret edemiyor.Ama yine de masmavi.Çoğu insanın içindeki balçığa inat-ki buna kendi içini açıp bakmayı bilmeyenler de dahil-ben okyanusumda yasıyorum ve özüm,hammaddem hiç değişmiyor.Tamam belki iyilikle dolu görünmüyorum,ama pislikler de yokoluyor orada.Hem içimde o kadar çok canlı barınıyor ki,onlardan da besleniyorum ben..Hayvan sevgim bundandır belki de..
Sevgiye gelince..susuyorum..susacağım...Birgün gerçekten karşılıksız,ama tamamen karşılıksız! ! ! olduğunu bildiğim bir sevgiye rastlayana dek..
..

Devamını Oku
Didem Can

Elinde kalemin olmadan yazabiliyorsan dostun var demektir.
Gözlerin kapalıyken görebiliyorsan dostun sayesindedir.
Bahçende çiçeklerin vardır ama isimlerini dostun koymuştur.
Tutmaya cesaret edemediğin yasaklardadır belki dostun.
Ulaşamadığın gerçeklerdedir O.
Okuduğun kitabın harfleri olur bir mekanda sana dostun.
Gözlerini kapatıp düşündüğün nadir değerlilerdendir O.
..

Devamını Oku
Halil Aksoy

Cesur olmalı insan ama,
Parsız kaldığım zamanlarda,
Cesaret edipte bakamıyorum,
Cüzdanımın içine,
Pantolonumun cebine.
Belki üç beş kuruş sıkışmıştır,
Bilmem, belkide vardır.
..

Devamını Oku