Ben saçlarına dokunan her yağmuru,adını çağıran her sesi,ellerinle dokunduğun her nesneyi ve gözlerinin değdiği her yeri
içime attım
belli bir saatten sonra ellerim hep üşür değişen bir şey yok her kış bileğimi büker Ahmet Arif'in dizeleri,kalbim ince ince sıyırır Ahmet Kaya'nın rakı özlemin de ki gülümsemesi, Nazım'ın memeleket hasreti aklımda ki orman tutuşur
Cemal Süreya kapısı ve ya telefonu çaldığında hep "sen misin? " diye açarmış düşünsene bir ihtimali var olduğunu biliyormuş geri dönmesi adına
sen,
sen benim bekleyişimin ihtimalsizliğisin.
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;