Sesleniyorum, sesime ses ver…
Biz gerçek hayatlardık. Hayatın ne anlama geldiğini bilerek yaşamaya çalışan insanlar. Eksik yanlarımızı tamamlıyorduk. Gerçek olacak hayallere bir süreliğine son vermiştik. Zaman sadece yaşananları anlatmamıza yetiyordu. Geri kalan zamanlarımızda hep susuyorduk.
Susayarak susuyorduk…
Farklı açılardan aynı yolun sonunu gözetliyorduk. Beklentilerimiz tüm eksikliklere rağmen olması gerekenlerdi. Yüzlerimiz ne zaman aynı düzlemde buluşsa o zaman sorgulamaya başlıyorduk. Soru sormaktaki niyetimiz mükemmeliyetçilikten geliyordu. Biliyor olsak bile; takdir edilmek, kabul görmek gibi gereksinimlerimiz vardı.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Devamını Oku
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.



