Cennete Girmesi Umulanlar.

Fatih Lütfü Aydın
305

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Cennete Girmesi Umulanlar.

Cennete girmesi umulanlar.
Onlar aşağıda ki ayetlere uyanlar.
Hakk’ın çağrısına uyup,
Gafletten, aymazlıkdan, ayıkmazlıkdan çıkıp,
Ayıkanlar, uyananlar.
Hakk sözüyle yunup yıkanıp, arınanlar.

Saygılar ve Sevgiler.
04.02.2015

Cennete Girmesi Umulanlar.

BAKARA-62

Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabîlerden Allah'a ve âhıret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar.

İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ven nasârâ ves sâbiîne men âmene billâhi vel yevmil âhiri ve amile sâlihan fe lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne) .

1. inne ellezîne : muhakkak ki, hiç şüphesiz onlar
2. âmenû : âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler)
3. ve ellezîne : ve o kimseler, onlar
4. hâdû : yahudiler
5. ve en nasârâ : ve hristiyanlar
6. ve es sâbiîne : ve meleklere veya yıldızlara tapanlar
7. men : kim, kimse(ler)
8. âmene : âmenû oldu (Allah'a ulaşmayı diledi) , îmân etti, inandı
9. biallâhi (bi allâhi) : Allah'a
10. ve el yevmi el âhiri : ve son gün, ve sonraki gün, ruhun Allah'a ulaşma günü
11. ve amile sâlihan : ve salih amel, ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel yaptı
12. fe : artık, böylece
13. lehum : onlar için, onların
14. ecru-hum : ecirleri, mükâfatları
15. inde : yanında, katında
16. rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
17. ve lâ havfun : ve korku yoktur
18. aleyhim : onlara
19. ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar

BAKARA-112

İş onların sandığı gibi değil! Kim güzel davranışlar sergileyerek yüzünü Allah'a teslim ederse, Rabb'i katında ödülü vardır onun. Korku yoktur böyleleri için; tasalanmayacaklardır onlar...
Belâ men esleme vechehu lillâhi ve huve muhsinun fe lehû ecruhu inde rabbihî, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne) .

1. belâ : hayır, bilâkis, öyle değil
2. men : kimse, kişi
3. esleme : teslim etti
4. veche-hu : vechini, fizik vücudunu
5. lillâhi (li allâhi) : Allah'a
6. ve huve : ve o
7. muhsinun : muhsin, ahsen olan
8. fe : artık, o zaman
9. lehu : onun
10. ecru-hu : onun karşılığı, ecri, ücreti, mükâfatı
11. inde rabbi-hi : onun Rabbi katında, yanında
12. ve lâ havfun : ve korku yoktur
13. aleyhim : onlara
14. ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar

MÂİDE-69

Şu bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik işyapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.
İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ves sâbiûne ven nasâra men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve amile sâlihan fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne) .

1. inne : muhakkak ki
2. ellezîne âmenû : Allâh'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler (yaşarken)
3. ve ellezîne hâdû : ve yahudi olanlar, yahudiler
4. ve es sâbiûne : ve sâbiîler
5. ve en nasârâ : ve nasrâniler, hristiyanlar
6. men âmene : kim iman etti, (Allâh'a) teslim olmayı diledi
7. bi allâhi : Allâh'a (cc.)
8. ve el yevmi el âhıri : ve âhir gün, sonraki gün, hayattayken Allâh'a ulaşma günü
9. ve amile sâlihan : ve nefsi tezkiye edici, ıslah edici amel yaptı
10. fe lâ havfun aleyhim : artık onlara korku yoktur
11. ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmaz

NİSÂ-124

Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır.
Ve men ya’mel mines sâlihâti min zekerin ev unsâ ve huve mu’minun fe ulâike yedhulûnel cennete ve lâ yuzlemûne nakîrâ(nakîren) .

1. ve men : ve kim
2. ya'mel : yapar, amel eder
3. min es sâlihâti : salih ameller (nefsi tezkiye edici, ıslâh edici ameller)
4. min zekerin : erkeklerden
5. ev : veya
6. unsâ : kadınlar
7. ve huve : ve o
8. mu'minun : mü'min olarak (amenu olmuş olarak)
9. fe ulâike : o taktirde işte onlar
10. yedhulûne : girerler
11. el cennete : cennete
12. ve : ve
13. lâ yuzlemûne : zulmedilmez, haksızlık yapılmaz
14. nakîren : hurma çekirdeğinin lifi kadar, kıl kadar, zerre kadar

RÛM-45

Çünkü Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, öz lütfundan ödüllendirecektir. O, nankörlükleri sevmez.
Li yecziyellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti min fadlih(fadlihî) , innehu lâ yuhıbbul kâfirîn(kâfirîne) .

1. li : için
2. yecziye : mükâfatlandırır
3. ellezîne : o kimseler, onlar
4. âmenû : âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler
5. ve amilû es sâlihâti : ve salih amel, nefsi islâh edici amel yani nefs tezkiyesi yaparlar
6. min : dan
7. fadli-hi : onun fazlı
8. inne-hu : muhakkak o
9. lâ yuhıbbu : sevmez
10. el kâfirîne : kâfirler

ANKEBÛT-7

İman edip hayra ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz.
Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti le nukeffiranne anhum seyyiâtihim ve le necziyennehum ahsenellezî kânû ya’melûn(ya’melûne) .

1. ve : ve
2. ellezîne : onlar
3. âmenû : âmenû oldular (hayattayken Allah'a ulaşmayı dilediler)
4. ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
5. le : mutlaka, elbette
6. nukeffiranne : mutlaka örteceğiz
7. an-hum : onlardan
8. seyyiâti-him : onların seyyiatleri, günahları
9. ve le : ve mutlaka, elbette
10. necziyenne-hum : onları mutlaka mükâfatlandıracağız
11. ahsene : daha ahsen, daha güzel
12. ellezî : onlar
13. kânû : oldular
14. ya'melûne : yapıyorlar

ANKEBÛT-58

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü!
Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti le nubevviennehum minel cenneti gurafan tecrîmin tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, ni’me ecrul âmilîn(âmilîne) .

1. ve ellezîne : ve onlar
2. âmenû : âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler
3. ve amilû es sâlihâti : ve salih amel işlediler, nefs tezkiyesi yaptılar
4. le nubevvienne-hum : mutlaka onları mutlaka yerleştireceğiz
5. min el cenneti : cennette
6. gurafan : yüksek yerler, köşkler
7. tecrî : akar
8. min tahti-ha : onun altından
9. el enhâru : nehirler
10. hâlidîne : kalıcıdırlar, kalacak olanlar
11. fî-hâ : orada
12. ni'me : ne güzel
13. ecru : ecir, ücret
14. el âmilîne : amel edenler

SEBE-37

Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler.

Diliyle değil de, gönlüyle yani yaşayarak, Lâ ilâhe illallah diyen yani kasayı, masayı ve nisayı put edinmeyen ve bunları put edinmemek için eline, diline ve beline sahip olma savaşı veren herkes cennete girer inşallah. Fatih Lütfü AYDIN

Not: Kasa; sembol olarak mal, mülk ve para.
Masa; sembol olarak makam ve şöhret tutkusu.
Nisa (kadınlar): sembol olarak şehvet, tutku halini almış cinsellik.


Not:1 Salih Amel ya da Amel-i Salihin Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK’ün Türkçe Kur’an Çevirilerinde
“hayra ve barışa yönelik işler” olarak geçer. Bir başka şekliyle Salih Amel; Allah’ın Rızası’ na Uygun İşler demektir.
Salih: Uygun, dinde Allah’ın Rızası’na Uygun.
Amel: İş, amele işçi kelimesi Arapça’dan gelmiştir.

Not:2 Cennet Allah’ ın olduğu için kimi cennetine sokacağına ancak ve ancak kendi karar verir. Bu yüzden cennete girmesi umulanlar deyimi kullanılmaktadır. Fatih Lütfü Aydın.

Delil olabilecek bir ayet..
Yaşar Nuri Öztürk
46/AHKÂF-9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim."

Sonuç olarak yukarıda ki ayetlerden anlaşıldığına göre, Allah’a şirksiz iman edip, Ahiret’de hesaba çekileceğine inanan ve bunun yanında Allah’ın Rızası’na Uygun İşler’ de bulunanlar Allah’ın dilemesi şartıyla cennete girerler inşallah.

Fatih Lütfü AYDIN 10.12.2012

Yaşar Nuri ÖZTÜRK'e göre;

Müslüman olmadan kimse cennete gidemez. O halde müslüman kimdir sorusu sorulmalıdır. Nüfus kâğıdında müslüman yazması yetmez. Müslümanın kim olduğunu anlamak için Kur'an'a bakmalıdır.

Bunlar yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzere;

1. Allah'a şirksiz iman eden,
2. Ahirete (hesaba çekileceğini bilip, Allah'ın rızasına aykırı işlerden kaçınmaya) iman eden,
3. Salih Amelde bulunan kişilerdir. Fatih Lütfü AYDIN 02.03.2013

Âli İmrân, 85,
Yaşar Nuri Öztürk
Kim İslam´dan/Allah´a teslim olmaktan gayrı bir din ararsa artık o, ondan asla kabul edilmeyecektir. Ve o, âhirette hüsrana düşenlerdendir.

Yukarıdaki ayete göre İslâm Allah'a teslim olmaktır.

Maide, 69,
Yaşar Nuri Öztürk
Şu bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah´a ve âhiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.

Maide, 69 ayetindeki, anlatıma göre,
1. Allh'a şirksiz iman eden
2. Ahirete inanan
3. Salih amel ( Hakk'ın rızasına uygun iş ) işleyen herkes İnşallah kurtuluşa erecektir. Bu 3 şartı yerine getiren hangi dinden olursa olsun zaten İslâm'ın gereğini yapmış oluyor.

Fatır, 31 ayetinde, Kur'an'ın kendinden öncekileri ( Tevrat ve İncil'i ) onayladığı söyleniyor.
Yaşar Nuri Öztürk
Kitap´tan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini tasdikleyici hakkın ta kendisidir. Allah, kullarından tam haberdardır, onları iyice görmektedir. Kur'an'ın kendinden öncekileri ( Tevrat ve İncil'i ) onayladığı söyleniyor. Bu 2 İlahi kitap sonradan değişikliğe uğradığından, Kur'an vahy edildi. Maide 3 ayetinde bugün size dininizi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm'ı seçtim deniyor.
O zaman İslâm bozulmamış Tevrat ve İncil'i de kapsamaktadır. Fatih Lütfü Aydın 25.03.2017

Fatih Lütfü Aydın
Kayıt Tarihi : 4.2.2015 19:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fatih Lütfü Aydın