Bak yine bahar geldi uyanarak toprağın
Göğsüne bereketler saçtı bak Dağkuzören
Tabiat neşelendi; şenlendi tepe, dağın
Elem, keder, hüzünler kaçtı bak Dağkuzören
Yaradan toprağını ilmek ilmek dokuyor
Anlatayım sana iyice dinle
Eskiden paşalar nasıldı oğul
Yönetime el kor gerekse kanla
On yılda bir darbe usüldü oğul
Yirmi yedi Mayıs, on iki Eylül
Bir ay falan önce bir face açmış
Güzel bayanları ekliyor dedem
Kimseyle konuşmaz kendinden geçmiş
Biri yazsa diye bekliyor dedem
Yaşını kırkmış güya öyle takılır
Köyden çıkıp şehre geldi geleli
Güzel bayan görse azıyor dedem
Geçmişine sünger çekip sileli
Asırlık töreyi bozuyor dedem
Sabah olur olmaz durakta tüner
Gelmiş seksen yaşına kulağını çırpışlar.
Ben de çok insan gibi bekarım diyor dedem.
Anlayan yok ki beni boşa geçiyor kışlar.
Evlenmezsem dünyayı yakarım diyor dedem.
Evlilik programı gelince hiç kaçırmaz.
Dedim: Gönlüm seni çok sevdi.
Dedi:S even kalpte büyük haz olur.
Dedim: Sırasını yüreğim savdı.
Dedi: Boş verirsen uçar toz olur.
Dedim: Gözler ela, kaşlar birer ok.
Yetmiş üç yıldır surer bu vahşet göz önünde.
Türkler kurtarır diye baktın Doğu Türkistan.
Vahşetlerin hepsi de bir hiç kalır yanında.
Yıllarca yürekleri yaktın Doğu Türkistan.
Yerin Ortadoğu’da sınır kominist Çin’le.
Çektin beni çevrende dönerim de dönerim.
Yörüngene takıldım Samanyolu gibisin.
Her gün,her an, her lahza, her dakika anarım.
Ben bedenim sağıysam, sen de solu gibisin.
Yeraltından yol bulup doğan Dumlu Dağı’ndan.
Aşkı tarif etmek zor ama şunu derim ki,
Sevenin sevdiğine bakışında gizlidir.
İnsanların düştüğü öyle farklı durum ki,
Ferhat'ın o dağlara çıkışında gizlidir.
Beklemediğin anda gelir anında bulur.
İstemediği bir evlilik yapıp
Kocadan çok çekmiş Hafize ana
Her talihlisinden türlü nem kapıp
Kendisini yakmış Hafize ana
Hayatından bıkmış Hafize ana



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!