Cem Uçar Şiirleri - Şair Cem Uçar

0

TAKİPÇİ

Cem Uçar

Seni çok özledim sevi!
Tatlı dudaklarını da kiraz kırmızı
Tuzlu ter kokunu da akşamdan kalma

En çok da ellerini özledim hiç tutamadığım
Onlar hayal edebiliyorum ki çok yumuşaklardı

Devamını Oku
Cem Uçar

Bu gün; elini kalbine koyup
Aklını dünyaya verip
Atarken adımını
Sevgiye saygı duyan kazandı

Aşağıyı yukarıyı aşıp

Devamını Oku
Cem Uçar

Evet ve beklenen an... demir bükülmez bir çubuğun iki ucu sence; ancak bence sahra çölünde su bulmanın heyecanı, bir tomurcuğun açması kadar olağan sayılması gereken ancak büyüleyici. Zaten hep öyledir; alışılagelmişliğin sebebi aslında heyecanı bulamamak değil işin aslını bilmemekten kaynaklanır. Bir yıldızda beraber olabilme isteği belki de ateşle barutun; gözlerden uzak, sadece ikisi. Olabildiğince özgür, yaşanılabildiğince uzun bir beraberlik. Ama biz onları asla sonuna kadar beraber bırakmadık ki görelim imkansızı. Yada bir kelebeğin heyecanı yeni bir çiçeğe konarken ; askerin neşesi bir günü daha armağan ederken milletine namus, onur ve şerefle; özgürce kucaklayabilirken vatanını ve bayrağını; bunların tarifsiz mutluluğu insanda bıraktığı....

Ve artık benim mutluluk isteğim. Bir dağ gibi barındırıp bir çok güzelliği kavuşamamanın burukluğunu atmak üstünden, silkinip karanlıkları saçlarından aydınlatırken etrafı gözlüklerini unutmamak bir köşede yaşamak için görmek için aydınlığı. Bir kör olduğumu bilsem eğer inan uğraşmazdım bir gıdım aydınlık için ama bende istiyorum bir nebze ışık gözlerin gördüğü için.

Anla halimden; bende istiyorum herkes gibi sevdiğimi alıp yanıma ona güzel şeyler söylemeyi, onun doğum gününü unutup ondan beni affetmesi için yalvarmayı ve ona anlatmayı onu düşündüğüm için unuttuğumu doğum gününü. Ben de istiyorum bir bankta otururken artık yanımdaki birisine çarpmasını kolumun kaldırıp koyarken kolumu bir başka yere. Ve o birisinin sen olmasını. Bir yağmurda ıslanınca ikimiz; sen sallayınca saçlarını o inci tanelerinin benim yüzüme gelmesini. Ve ben de artık birisine prensesim demek, onunla konuşurken aşkım diye seslenmek, papatyam diye gülümsemek birisine. Ve o birisinin sen olmasını. Her buluşmamızdan sonra demek birisine “bu kalp seni unutacak kadar şerefsizse eller onu parçalayacak kadar asildir” ve o birisinin sen olmasını; prensesim.

Devamını Oku
Cem Uçar

Bu akşam eve dönerken bir virajda devrilmiş çok güzel bir araba gördüm. Hayallerimin hep bir kenarında olan cinstendi. Spor ve iyi donanımlıydı. Ve eve giderken hep o arabanın sürücüsünü düşündüm. O da gerçekten üzülmüştür öyle güzel bir arabayı kaybettiği için ancak acaba o arabayı kaybetmek istemiş miydi? Yada bu sabah evden çıkarken bu gün kaza yapacağı, hem de ortada hiçbir şey yokken arabasını devireceği aklına gelmiş miydi? Yol boyunca hep o adamı düşündüm.

Eve geldim neticede. Her zamankinden bir durak önce inmiştim otobüsten güzel ve oldukça ışıklı bir günde bahar havasını solumak güzel olur diye düşünmüştüm ancak gördüklerim bana verdiği üzüntü ve telaş bir ehliyet sahibi olmam kadar hayatımda istem dışı bazı devrikliklerin olmasından dolayı da beni etkilemişti.

Her zamanki gibi bir yemek yedim. Karnım doydu. Ağzımda güzel tatlar, karnımda ise yoğurt ve limonlu salataya bağladığım sesler vardı. Ancak o adam acaba bu gün en sevdiği yemekleri yeseydi nasıl bir tat alacaktı. Acaba bu gün eve geldiğinde evindekiler olaydan habersiz ona güzel bir sürpriz yapsalardı veya yapmışlarsa adam bunu nasıl karşılardı.

Devamını Oku
Cem Uçar

Gidebilird(s) in -gidişteki heyecan, kalıştaki heyelan- * dokunmak dokunur. *herşeys(d) in.


Hatta ölebilirdin, ama sayısız çürümüşlüğün içinde yaşarken ihtihar ettin.
Gözlerinde ağırlaşan torbalar var. Gözlerinde artık bir cesedin ışıkları var. Kokun ferahlatmıyor, dokunuşların heyecanlandırmıyor.

Devamını Oku
Cem Uçar

Sen ki güneş ışığısın her sabah perdemi delen
Çiğ damlasısın ben kalkmadan yaprağa düşen
Sen bir melek misin bilmem ama
Bir hayalimdin eski umutsuz galiba
Bir ilk idi seninle yaşananlar tek ve tek
Akılcı, duyarlı sevecen ve gerçek

Devamını Oku
Cem Uçar

Yanmış yıkılmış insan manzaralarının arasında yürürken rastladım sana;
Ama artık anladım bu şehirde bu aşk fazlaydı bize;
Yağmur yağmadı üzerimize seninle;
Kar bu sene zaten yağmayacakmış bizle;
Ölüm her an gelebilirmiş;
Yanı başımdan yaklaşan sen olduktan sonra her şey kabulümdü oysa;

Devamını Oku
Cem Uçar

Gel bir imza atalım bu sabaha
Sevinçle başlayalım bu güne
Daha güzel bir yarın olmalı bu gün;
Gün akşam sona erdiğinde

Gel bir imza atalım bu öğlene

Devamını Oku
Cem Uçar

Gülüşlerimi kaybettim sönmeyen sigaranın dumanında
Boğulmak üzereydim yokluğunda
Ve her nefeste biraz daha sana geldim
Ben hiç olmadığım kadar seninleydim sigaramda boğulduğumda

Gülüşlerim kaybettim rakı şişelerinde

Devamını Oku
Cem Uçar

...bir zamanlar hiç girilmemiş bir bahçenin içinde meyvesi hiç koparılmamış bir ağaç olmak isterdim içindeki lanetli acılardan uzak ve gelecek zamanların birinde gövdesine hiç merdiven kurulmayacak...
Ama ben senden sevilmeyi daha çok isterdim; çünkü sokaklar vardı yağmurlu ve güneşli yaz havalarında üzerinde eski Türk filmlerinden kalma yürüyüşleri barındırmak için bizi bekleyen. Bir de en acıklısı dallarına dikilmeyi bekleyen kahverengi güz yaprakları ve o yaprakların üstünde bizi beklene ve sınırları çizilmemiş bir dans pisti. Biz yaprakları yerine tekrar dikmeyi umumi istek üzerine kabul ettik.
Ben sevilmeyi, tarafınızdan; daha çok tercih ederdim çünkü adının içinde bahar olan her şey gibi mutluluk verici ve sevilesi kokuyordunuz. Aslı kadar güzel olmayan çekilme kasetler gibi aslından daha orijinal sesiniz vardı. Ve bana hayatımda ilk defa ne kadar az ama o kadar çok geç kaldığımı müjdelemişti. Nedensiz mekanların anlamsız türküleri gibi bir sevda idi. Zaten yaşaması filmleri bırakılmış bir aşkın ayak sesleriydi ardında kalan, sen giderken, senin sesin değildi neticede giden benim rüyalarımın çığlıklarıydı gelen.
Bir köprüydü paylaşmak istediğim aşka dair senden bana, benimkinin yanına benden sana! Sadece bir sokağı başından sonuna ve sonundan başına defalarca yürüdüm sana gelmek için, ama sen yoktun. Mavi bir denizdeki en mavi balığa konan ödül gibi ellerin vardı boyalı mercanlar gibi, uzun uzun tutamadığım ve asla bitmesini istemediğim tokalaşmalarla beraberdin yolda onlar geliyordu sen giderken.
Ayıları bile öldürebilecekken bu acı balinaları ısrarla deniyordu. Tam ittirecekken yardan aşağı, aşağıdaki yarin kollarına düşerim diye bekletiyordu. Atlamadığım yar kalmadı şehirde bir senin kucağına düşemedim. Belki bu şehre hiç şiir yazılmadığı için yardan atlayınca yarin kollarına düşülemiyordu. Belki de bir yar yoktu, yada ben.
“Sevgileri ne zamana bıraktık senle” diye düşünürken aklıma “ bu zamanda kim kaybetti ki sen bulacaksın” diyenler aklıma geliyor birden ve birinin bulduğunu görüyorum uzaklardan sessizce bana duyurmadan. Seni; onun saramayan kollarında düşünmek veya düşünememek koyuyordu terkisine beraber atılan zarların, bir “ARAMA” yüzünden gecelerce uykusuz kalıp sabahlarca seni aramak da bir zaman sonra yoruyordu gerçekten. Ama yorulmamayı değil yorulsam da durmamayı tercih ettiğim için yıllar önce bir o koymuyordu yada ben fark etmiyordum.

Devamını Oku