Söz durur bazen
Yerine yağmur yağar
Hıçkırık olur...
Küser martı kanatları akşama
Dalga sesi kalp atışı olur
Kıyam vaktidir
İnsan bilinçlerin…
Düşen
Yaprağa ağlamak vaktidir
Bilmek vaktidir
Bir yaprak neden düşer
Üşüyor sokaklar
Merdivenler üşüyor
Üşüyor bir kentin
Yoksul kaldırımları
Yollara saçılmış tüm acılar
Düşler gibi kar taneleri düşüyor...
Şiraz da
Bir elma ağacının altında
Rüzgar dökerken
eteğinde ki kumu yüzüme
Zaman yiyor
Şiraz...
İşte o anlarda
Gerilince ruhumun teli
dil mızrabının önüne...
dokunduğum şey olurum
baktığım şeye bürünür içim...
Bir okyanus çukurunda
kum tanesinin
güneşe merakı gibi sevdim seni
Sıcak
kızıl
Yokluğun asıldı boşluğuma
Kanadı kulağıma sessizliğin...
Varlığının kalın ipi
Yokluğunun
İnce iğnesiden geçti
Boynum nerede bulamadım
Kopsa şu kıyamet
Gitsek
Otursak yine
elma ağacının altında
Ve hiç anmasak bir daha
Ne habilin
Mezarlık taşları size sarılmadan,
sarılın birbirinize...
Çürümüş kokuşmuş
Stabil Tanrı yakarışlarını,
hasat edin dil tarlanızdan...
Utancın yüz rengine inat,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!