Saat üçü beş geçiyordu
İskelede bekliyordum
Beşiktaş iskelesinde
Sen kadıköyden bindin
Duydum rüzgarın esişinde
Direniyorsun ama
Gücünü saklamayıda bil
Sıkı dur çatlarken çevren
Çağındasın çağlayanlar gibi akmanın
Girişeceğin tek savaş bu değil
Testi doldu dönme vakti
Henüz yerinde değilse de sözcük
Tohum çatlamamışsa da
Çekilmediyse de sular
Daralan göğüse karşı
Umuttan bahsettiğini duydum
İlk görüşte değilse ikincisinde
İşte dedim O, O ve gözleri
Bir kavgadan arta kalandım
Kandım yani, sevdası kalbinde patlayan
Günler bireyseldi, düşler toplumsal
Viraneyim dağılıyorum bitimsiz bir yokluğa
Birden bir ney taksimi topluyor beni varlığa
Gönül derler senin kapında bir divane kaldı
Yaşamıyorduk ölmek için çok bahane vardı
Yaşayıp ölememek sürünerek çok hane yıktı
hüznü kuşandım geceye karşı
küçük bir ışıktı senin yönün
evet senin bir yönün var
yaşanası bir yön, ayrıntısı günün
Birden hatırladım ve kararlı
yağmurun altında kırılmış karanlık
yanılmış arabalar yalnızca dolaşan
sabahlara kadar güneşi arayan
olmazsa olmaz bu tuhaf bir sarmaşık
bir parça şaşkınlık an be an yaşanan
büyük bir suyun akışı, yıldızların kayışı, fikrin uzaması...tarih,
bir süreçtir. okunabilir, şifreleri çözülebilir, yerinden kaydırılabilir
bir dil arıyorum, içli türküler söylemek için. yanık
bir dil arıyorum, yangını tanımak ve tedbirli olmak için. su dili
çöl kurumalarından korur. peki çölden...doğaya has bir tarihsellik,
her canlıda ya da canlı topluluğunda görülen... emek ve dile gelince,
Korku ve şehir
Geceyle beraber
Yürüyüşü endişenin
Tavana çakılı bir bir
Yıldızlar
Kocaman ve yakın
Bir gül çiziyorum göğsüme
Kanatarak
Ey çığlık
Lağıma düşmüş
Perişan bir düş için
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!