Ayrı faylar minvalinde manolya
cüzzamlı bir titreyiştir nefes almak
Dünya denilen karantina da ise bilhassa
muntazam tılsım arzıdır, her yarda
mekanik işleyiş sinmiştir sokaklara
çay bahçesi, kaşır sıradanlığı
tiftiklenmiş siyah kazak vardır
ve turuncu fosforlu toka kel alaka
entellektüel firar sanrıların ise haşa temize çeker bizi
aforoz yemiş kuytuda
sıyırtır isyanları
okşayıp kafesinin mavisini
aşılar killi toprağı
yatışırken topografinin satıhı
iş atar astronomik aynaların
bacakların ve kollarına mütakiben
aşık olmuşsam
tütününe kağıtta olurum
cesaretsiz yakınırım zira
butimar olurum karşında tir tir
katre katre akışkanlığını kıskanırım
kanıksarım seni bulamayan pusulaları
sokağa çıkarım
havada kükürt kokusu daima
detaysız briketler sayarak muntazam
arka arkaya dizilmiş
gelişi güzel mevzilere saklanırım
En ince detaylar
zinhar yeşil arazileri grileştirir adın
Amerikan yakıştırmalar var ki şu sıra inanmazsın
seni betimleyemeyen olgular falan
tek tip savaşlar ve rejimler başlatırsın
kırıklar, çatlaklar yalnızlıklar var
ebabil kuşlarından alırım alışılagelmiş irtibat numaralarını
Ah sevgilim
beyaz yakalar anarşiyi daima şatafatlı anlatıyor
vandallaşmış yalnızlık tillahı çenemizden sızıyor
vukuatlı sarpa sarmış şiir dilimiz
lakin şuramıza kadar da gelmiş
cehalet taraçalarında yalpalayarak yürüyor kırılgan
akvaryumda olsak süs gibi
benim tarafım çatlar
kader giyotinine serilirim beni tanırsın
edebiyatıma da, ayağıma da tükürür sonra
nefes alamayınca
biner lokomotife siktir olur giderim
beni tanırsın
devasız acılara tünel kazarım
Kayıt Tarihi : 29.12.2018 16:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
