Çaresiz Şiiri - Özgen Öz

Özgen Öz
126

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Çaresiz

Çaresizliğimdendir bu içimdeki yangın;
Söndüremediğim bir alev var göğsümde.
Ne zaman susmaya çalışsam,
Bir kıvılcım daha düşer yüreğime.

Konuşsam yaralar, sussam boğar beni;
Ben istemedim böyle yanmayı, bil ki.
Ama sevmek bazen yakar, çıplak dokunur insana—
Tükenmeden varamaz hiçbir el kalbe.

Ve en çok yakan, elinden hiçbir şey gelmemesi;
O an, içim bir orman gibi tutuşur düşten.
Sana söyleyemediklerim duman duman yükselir,
Her kelime ateşin gölgesinde kaybolur.

Susarak öğrendim sevmeyi; değil çaresizlikten—
Öğrendim ki bazı yangınlar içten içe yanmalı.
Unutmadım; çünkü bildim:
Bazı ateşler, yalnız kendi külleriyle barışır.

Özgen Öz
Kayıt Tarihi : 16.9.2025 21:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Gecenin ağır bastığı bir kasabada, küçük bir mutfağın pencere pervazında oturuyordu. Dışarıda rüzgâr fırtınayı hazırlıyordu; içeriye ise hafif bir tütüntü, içsel bir duman sızıyordu—ama o duman ne sigaraydı ne soba; söndürülemeyen bir sevdaydı. İlk karşılaşma bir yağmur altında olmuştu; elleri ıslandığında, elindeki kitabı paylaşmıştı karşısındakine. O an tarifsiz bir sıcaklık kaplamıştı göğsünü; sanki bir kıvılcım düşmüştü. Sonra kelimeler eksik kaldı; biriken hikâyeler, söylenmemiş itiraflar çöktü omuzlarına. Konuşmaya çalıştıkça karşısındakini incitecek bir ağrı hissetti — daha fazla sözcük, daha fazla kırık. Susmayı seçti; susarken bile içindeki alev büyüdü. Zamanla anladı ki bazı yaralar, dışarıdan merhem beklemez. Sevdiği kişi için yapabilecekleri sınırlıydı; destek olmak istediyse de, bazen yalnızca var olmak yetiyordu. Elinden gelenin tükendiği bir gün geldiğinde, çaresizlik en derin yakıcı şey oldu. O günkü çaresizlik, öyle bir yangın başlattı ki; tüm anılar, umutlar ve söylenmemiş şarkılar bir orman gibi alev aldı içinde. Yalnızlıkla barışmayı öğrendi; suskunluğu, bir teslimiyet değil, bir bekleyişe dönüştü. Çünkü susmak, bazen sözden daha yüksek bir şefkatin diliydi: yürekle korumak, aşkla beklemek. O bekleyişte dumanlar yükseldi; bazı kelimeler kül oldu. Fakat kül, toprağa karıştıkça yeni tohumları saklar. İçindeki yangın sönmedi belki, ama külünden bir şey doğdu: sabır, derinleşmiş sevgi ve sesin ötesinde bir sadakat. Hikâyenin sonunda ne tam bir kavuşma vardı ne büyük bir kopuş. Vardıysa eğer, o da içsel bir dönüşümdü — yananın, kendini küçültmeden, küllere dönüştüğü an. Ve insan bildi ki her yangın, her duman bir gün yönünü değiştirir: bazen uzaklara savrulur, bazen toprağa iner; ama her ikisi de yeni bir şeyin filizlenmesine hazırlanır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!